Usta Mühendis, Zeki Kutay

Usta Mühendis, Zeki Kutay

Cihat UYSAL, Mimar Yüksek Mühendis

Zeki Kutay, Cumhuriyeti omuzlayan kuşaktandır. Günlük siyasette yeralmaktansa İTÜ’de aldığı eğitimi, ülkemizin altyapısının kurulmasına adamış, gerçekleştirdiği yapılarda, özgün bir yapım teknik ve teknolojisi geliştirmiş bir ağabeyimizdir. Zeki Kutay gibi değerlerimizi bilmek, anlamak, katkılarını paylaşmak gerekiyor. Cumhuriyetin ilk kuşakları kısa zamanda zorlu, büyük sorunları aşacak gücü, beceriyi ve aklı kullanmayı başarmıştır. O nedenle, bu savaşı verenleri unutmamalıyız. Ülkemizin ilk hedefi altyapıyı hızla akılcı çözümlerle gerçekleştirmekti. Ülkenin altyapısını oluşturan betonarme yapılar keser, çekiç ve çivi ile çatılmış ahşap malzeme ile yapılıyordu. Yapılan kalıplar ise, kullanıldıkça hızla iş görmez hale geliyor, kalıptaki deformasyonlarla birlikte kurma sökme süreleri de uzuyordu. Zeki Kutay bu sorunu çözmek için kalıbın çelik malzeme ile imal etmek gerektiğini öngördü. Ancak, kullanımın kolaylaştırılması için de bu düşünceyi gerçekleştirecek bir tasarım geliştirmek gerekiyordu. Kutay dehası, geometrideki ustalığı ile özgün bir çözüm buldu. Çözüm ararken, yapıların silindirik ya da eğri yüzeyli karakterde olmasından yararlandı. Silindir geometrisinin, kalıp parçalarını spiral, modüler ek yerleri oluşturarak imal etmeyi tasarladı. Bu anlayış, yeryüzünde benzeri yapılmamış bir buluşun ortaya çıkmasına neden oldu. Zeki Kutay buluşunu ülkemize kazandırdı ve adını yapı teknik, teknolojisi tarihine yazdırdı. Bulduğu sistemin patentini aldı. Geliştirdiği betonarme kalıp sistemi sifon, baca, menfez ve tünel gibi zorluk derecesi yüksek altyapı inşaatlarının gerçekleştirilmesini sağladı. Bilindiği gibi, büyük çaplı çelik borular da metal şeritlerin sarmal olarak silindir haline getirilerek kaynakla bütünleştirilmesiyle elde ediliyor. Kutay bu sarmal şeritle elde edilen boru geometrisini modüler parçalara bölerek çözmüştü. Öngördüğü ve patentini aldığı kalıp sistemi, yapı üretiminde, teknolojik araç-gereç tasarımı ve üretimi geleneği olmayan ülkemizde tasarımı üretime dönüştüren ve onu geliştirerek sürdüren ilk örnektir.

Zeki Kutay (1923-2008) için İTÜ den Sınıf arkadaşı siyasetçi, eski DPT uzmanı ve akademisyen Ali Nejat Ölçen, onun ölümünden sonra övgü dolu yazılar kaleme aldı. Ben de Zeki ağabeyi seksenli yıllarda, benzer konularda çalışmaya başladığımda şahsen tanıma şansına sahip oldum. Onu bildiğini paylaşan, alçakgönüllü, güler yüzlü sevecen bir ağabey olarak tanıdım. Sınıf arkadaşı Ali Nejat Ölçen onun için “güzel, yurtsever, çalışkan ve yaratıcı bir Anadolu insanıydı; iyi bir eş, şefkatli bir baba ve özverili bir yurttaş idi” diye yazmış. Kutay, oğlu Murat Kutay’ı da pırıl pırıl bir mühendis olarak yetiştirmiş ve yapı sektöründe ender gördüğümüz bir birlikteliği ve birikimin sürdürülmesini sağlamıştır. Bu durumu önemsiyorum; çünkü toplumların gelişmesinde, gelenek oluşturma, kurumlaşma yolunda, onu sürdüren ailelerin başarısı bütün dünyada başarının belirleyicisi olmuştur.

Kurulduğu yıldan beri betonarme kalıp sistemlerinin tasarım ve üretimini yapan Çeka Ltd. şirketinin patenti nefis bir grafikle şirketin simgesi haline getirilmiş olduğunu yazmadan geçmemek gerek. Geçtiğimiz yıllarda Çeka Ltd. ülkemizde ve yurtdışında önemli projelerde devasa boyutlu ve hidrolik kalıplar geliştirerek benzersiz bir gelişmeyi gerçekleştiren bir şirket haline geldi.

Ülkemizde endüstriyel kalıp ve iskele sistemleri diğer gelişmiş teknolojiler gibi hep dışarıdan alınmıştır. Zeki Kutay’ın gerçekleştirdiği özgün bir sistem geliştirme başarısı bu bağlamda değerlendirilmelidir. Başarılan, düşünce düzeyinde kalmamış ve bu tür gelişmelere direnen ve “biz yapamayız” anlayışının egemen olduğu kurumsal yapının yatırımların tek sahibi olduğu bir ortamda gerçekleştirilmesidir. Zeki Kutay’ın yaktığı ateş bireysel bir savaşımın sonucudur ve oğlunu da bu uğurda yetiştirerek benzersiz bir sürekliliği gerçekleştirmiştir. Ülkemizde bu ve benzeri başarıları unutmamalı, unutturmamalıyız. Ülkemiz müteahhitlerinin de bu bilinçle, Çeka Ltd.’ye öncelik vermeli, bu tür gelişmeleri özendirmeyi ödev bilmelidir.

Yapı Dünyası Dergisi 2017 Sayı: 252-253 de yayımlanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir