Kaybolan Karanlık: Işık Kirliliği

Kaybolan Karanlık: Işık Kirliliği

İlhan VARDAR

Uludağ’dan Samanyolu | Işık Kirliliği (Fotoğraf: Tunç Tezel)

Geceyi düşündüğünüzde aklınıza ne geliyor? Karanlık gökyüzü, yıldızlar, Samanyolu… Bunlar astronomlara, müzisyenlere, şairlere ve daha birçoklarına ilham vermiştir. Bu ilhamla da insanlık bilim ve sanatı geliştirmiştir.

“Kendi açımdan kesin bildiğim bir şey yoktur fakat yıldızlı gece hayal kurmamı sağlar” diyen Van Gogh bugün yaşıyor olsaydı yıldızlardan ilham alıp “Yıldızlı Gece” tablosunu yapabilir miydi?

Neden şimdi yıldızları ve Samanyolu’nu göremiyoruz? Çünkü karanlığa ihtiyacımız var. Peki nedir bu ışık kirliliği?

Işık Kirliliği
Yanlış Yerde! Yanlış Zamanda! Yanlış Yönde! Yanlış Miktarda! Işık kullanımıdır. Ve çözümü yerel olan küresel bir sorundur. Işık kirliliğinin kaynakları; yol, cadde, sokak aydınlatmaları, bina aydınlatmaları, reklam ışıkları, park ve spor alanlardaki aydınlatmalar, güvenlik amacıyla yapılan aydınlatmalar, evlerden, binalardan dışarı taşan ışık, araçların ışıkları…

Dış aydınlatma hepimiz için gerekli; gece etrafımızı görmek isteriz, güvende olmak isteriz, suç işlenmesini önlemek isteriz…

Bunun için aydınlatmayı doğru yerde, doğru yönde, doğru miktarda ve doğru zamanda yapmalıyız. Sorun, aydınlatmada değil, yanlış aydınlatmada!

Neden önemli?
Işık Kirliliğinin etkileri sadece yıldızları ve Samanyolu’nu görememek mi? Hayır.

Enerji, güvenlik, astronomi, insan sağlığı, hava kirliliği, ekolojik denge ve vahşi/doğal yaşamımızı etkilemektedir.

Enerji
Kullanılmayan, boşa giden, uzaya kaçan ışık; boşa harcanan enerji, boşa harcanan para ve boşa harcanan doğal kaynaklardır!

ABD – 3,3 milyar dolar/yıl
Meskun bölge aydınlatmasının %13’ü dış aydınlatma.
%35’i boşa harcanıyor = 21 Mton CO2/yıl = 875 M ağaç!

İngiltere – 53 milyon sterlin/yıl
Türkiye – 200 milyon TL/yıl
Tutarın da enerjinin boşa gittiği tahmin edilmektedir.

Bursa Amatör Astronomi Kulübü ve TİKE (Türkiye’de Işık Kirliliğini Engelleme çalışmaları) ekibinin 2017 yılı sonunda yaptığı Nilüfer İlçesi Işık Kirliliği Haritalaması Projesi kapsamında yanlış aydınlatmadan kaynaklı kayıp: her ay 2300 hanenin toplam elektrik tüketimine karşılık gelmektedir. O günkü elektrik birim fiyatlarına göre 1.745.280 TL/yıldır.

Güvenlik
Çok parlak aydınlatma, aydınlık ve karanlık arasında keskin bir kontrast yarattığından, aydınlatılan alan dışında kalan kısımların görünmesi neredeyse imkansız yapar. Kötü yapılmış aydınlatmalar, derin gölgeler ve saklanmaya müsait bölgeler yarattığı için kötü insanları cezbeder. 2015 yılında yapılan bir çalışmaya göre, sokak lambaları gece kazaları ve suçu engellemediği gibi fazla masraflı olduklarını ortaya koymuştur.

“Parlak” ışık “güvenli ışık” demek değildir!

Astronomi
Milyarlarca yıl boyunca yol alarak Dünya’mıza gelen ışık, tam bize ulaşacakken ışık kirliliği arkasında kaybolur, ne kötü!

Aladağlar-Niğde (Fotoğraf: Uğur İkizler)

İnsan Sağlığı
24 saatlik gündüz/gece döngüsü, fizyolojik süreçleri belirleyen biyolojik saatimizi etkiler. Bu süreçler, beyin dalga desenleri, hormon üretimleri, hücre düzenlemesi ve diğer biyolojik aktivitelerdir ve ritimlerinin bozulması uykusuzluk, kanser ve kalp hastalıklarına sebep olur. Gece maruz kalınan yapay aydınlatma, biyolojik ritmi bozar!

Melatonin hormonun temel görevi vücudun biyolojik saatini koruyup ritmini ayarlamaktır. Yaklaşık olarak 23:00 ile 05:00 saatleri arasında (yani geceleyin, karanlıkta!) salgılanır. Güçlü salgılanmasının kansere karşı koruyucu etkisi vardır. Bu nedenle lösemi ve diğer kansere yakalananların kesinlikle karanlık ortamlarda yatırılmaları istenmektedir.

Yaşlanmayı geciktirici etkisi vardır.

Biyolojik Saat
Mavi ışık, insan gözünün gördüğü (görünür bölge) en küçük dalga boyuna sahiptir ve atmosferde en çok saçılandır. Gökyüzü ve denizler bu nedenle mavi görünürler! Atmosferde saçıldığı gibi göz içinde de saçılır ve gece görüşü zayıflatır. Mavi ışık, özellikle geceleyin gözü en çok yoran ve ağrıya neden olan ışık türüdür. Gözün odaklama yapması zor olduğu için nesnelerin etrafında hale görünebilir. Geceleyin ışığa, özellikle mavice zengin ışığa maruz kalma melatonin hormonunun üretimini baskılar.

Gece vardiyasında çalışanlar üzerinde yapılan klinik araştırmalar kadınlarda göğüs kanseri, erkeklerde prostat kanseri riskinin arttığını göstermektedir!

Dünya Sağlık Örgütü, “biyolojik saat bozulmasına sebep veren vardiya çalışmalarını” olası kanserojen olarak listelemektedir!

Genlerden gelen risk %100
Obez olmaktan gelen risk %50
Işık kirliliğinden gelen risk %36

Hava Kirliliği
Boşa giden elektrik enerjisini üretmek için kullanılan fosil yakıtları hava kirliliğine neden olur.

Tüm Dünya’da elektrik tüketiminin %19’u aydınlatma da kullanılıyor, bu 1,9 milyar ton CO2’e eşdeğer 100 W’lık bir lambanın her gece bir yıl boyunca harcadığı enerji yarım ton kömür enerjisine eşdeğer.

Parlak şehir ışıkları geceleri havayı temizleyen kimyasal tepkimeleri engeller. Şehir ışıkları, güneş ışıkları gibi, atmosferi temizleyen kimyasalları, örneğin NO3 azot kökünü öldürür. Şehir ışıkları NO3 düzeylerini yani kimyasal temizleme işlemini %7 azaltıyor ve bir sonraki günün ozon kirlenmesi habercisi kimyasalları %5 artırıyor.

Şehir ışıkları güneşten 4 mertebe daha sönüktür ama dolunaydan 25 kat daha parlaktır.

Ekolojik Denge – Vahşi/Doğal Yaşam

Hayvanlar, gezegenimizin 24 saatlik çevriminin oluşturduğu biyolojik saatleriyle yaşarlar. Çiftleşme, göç etme, uyuma ve yiyecek bulma davranışları gecenin uzunluğuyla belirlenir. Gecenin yapay şekilde aydınlatılması, vahşi hayatta eş zamanlama bozukluğuna (jet lag) ve yön duygusunun kaybına sebep olur. İştahları azalır, zayıflarlar. Üremede güçlük çekerler, nüfusları azalır. Avcı hayvanlar tarafından görünür oldukları için kolay avlanırlar (veya tam tersi!).

Kuzey Amerika’da her yıl 100 milyon kuş aydınlatılmış binalara çarparak ölüyor.

Yapay aydınlatma nedeniyle göçmen kuşlar yönlerini şaşırmakta ve doğal varış yerlerine hiçbir zaman ulaşamamaktadırlar. Karanlık olduğunu anlayamadıkları, göç etmeye devam ettikleri için çok yorulmaktan ya düşüp ölmekte ya da yırtıcı hayvanlara kolay av olmaktadırlar.

Dişi deniz kaplumbağaları, yumurtalarını bırakmak için uzak ve karanlık yerleri tercih eder. Kıyı ışıkları güvenli yer bulmalarını engeller. Yumurtadan yeni çıkan deniz kaplumbağaları kıyıdaki yapay ışıkları okyanus yüzeyinin parlaklığı ile karıştırır. Denize ulaşamadıkları için de ölürler.

Gece beslenen yarasalar, nesli tükenme tehlikesi altındadır.

Yapay ışıkla aydınlatma ağaçların/bitkilerin fotosentezine müdahaledir. Sokak aydınlatması altında kalan ağaç yaprakları sonbahar geldiğinin farkında olamaz.

International Dark-Sky Association | IDA – Uluslararası Karanlık Gökyüzü Birliği’nin Türkçe dahil 23 dilde yayınladığı Işık Kirliliği hakkındaki filmini de izlemek isteyebileceğinizi düşünerek linkini buraya bırakıyorum: Turkish version of Losing the Dark

Kaynaklar:
– Işığın Kirli Yüzü: IŞIK KİRLİLİĞİ – Bülent Aslan – S.S. ADA Eğitim Kooperatifi – 1. Baskı Kasım 2018
(Işık Kirliliği konusunda Türkçe ilk kaynak olan kitabı Işık Kirliliği web sitesinden sadece posta ücreti karşılığında temin edebilirsiniz Işığın Kirli Yüzü: IŞIK KİRLİLİĞİ)
– http://www.isikkirliligi.org/
International Dark Sky Association (Uluslararası Karanlık Gökyüzü Birliği)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir