Mimarlık Eğitiminde Depreme Dayanıklı Yapı Tasarımı
Arş. Gör. Zeynep Yeşim HARMANKAYA / Prof. Dr. Mehmet Emin TUNA
Gazi Üniversitesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü
İnsanoğlu deprem, sel, kasırga… vb olayları yaşayarak doğal felaketlerle pek çok kez yüzleşmiştir. Genellikle deprem felaketlerinde büyük ve acı kayıplarla yüz yüze gelinmektedir.
Depremlerin neden olduğu can kaybı ya da fiziksel hasarın sebebi, insan hatasından kaynaklanmaktadır. Çünkü depremler, yerkürenin oluşumundan beri süregelen bir doğa olayıdır. İnsanlardan kaynaklı eksiklikler ve hatalar yüzünden afet boyutuna ulaşmaktadır. Hatalar düzeltilebilir fakat yerkürenin davranış biçimi değiştirilemez [1]. Bu nedenle depremle ilgili insan kusurlarının kavranması ve tekrarlanmaması çok önemlidir.
Deprem ile ilgili deneyimlerden depreme dayanıklı yapı yapmanın en önemli etaplarından birinin mimari tasarım olduğu anlaşılmıştır. Mimari tasarımın en önemli aşamalarından biri de taşıyıcı sistemin belirlenmesidir. Yapıların taşıyıcı sistemi diğer bütün yapı unsurlarında olduğu gibi mimari tasarım sırasında mimarlar tarafından belirlenir. Daha önce yaşanan depremlerde yıkılan veya hasar gören yapıların birçoğunun, deprem davranışına göre hatalı olarak hazırlanan mimari tasarımlardan kaynaklandığı bilinmektedir. Mimarlar tarafından doğru bir deprem davranışına uygun olarak tasarlanmayan yapının taşıyıcı sisteminin, mühendislik hesaplarıyla düzeltilmesi çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Deprem riskinin yüksek olduğu yerlerde, yapıların taşıyıcı sistemi belirlenirken deprem olgusu mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Dolayısıyla mimarların depreme dayanıklı yapıda nelere dikkat etmeleri gerektiğinin bilincinde olması, yapı tasarımında deprem olayının bir gerçek olduğu ve dikkate alınması şartını unutmaması gerekmektedir. Şart olan bu bilinç ise en kalıcı şekilde eğitim ile sağlanabilir.
Mimarlık eğitimi, çok sayıda bilim ve sanat dallarını içine alan oldukça geniş bir programı kapsamaktadır. Mimarlıkta eğitim süreci sorgulama ve düşünce üretme temeline dayanmaktadır. Tasarımcının, hizmet verilen toplumla ilgili tüm gereksinimlerin farkında olması gerekmektedir. Türkiye içinde deprem olgusu göz ardı edilemeyen bir gerçektir.
29 Eylül 01 Ekim 2004 tarihinde gerçekleştirilen Deprem Şura’sında Türkiye Üniversitelerinde inşaat mühendisliği, mimarlık, kent planlaması vb. meslek öğretimi yürüten bölümlerde, uygulanan öğretim programlarında deprem konusuna yeterli önemin verilmediği bir gerçek olarak kabul edilmiştir. Tüm disiplinler için önem taşıyan bu alandaki temel ilkelerin iyi öğrenilmesinin sağlanması gerektiği belirtilmiştir [2]. Bu varılan kanılar doğrultusunda coğrafi olarak %98’i deprem tehlikesi ile karşı karşıya olan ülkemizde öncelikle diplomalarını aldıktan sonra mesleğini icra edecek olan mimar adaylarının depreme dayanıklı yapı tasarımı konusunda donanımlı olmaları gerekmektedir.
Üniversitelerdeki Mimarlık eğitimde depreme dayanıklı yapı tasarımı konusunu irdelersek uygulanan öğretim programlarında bazı üniversiteler dışında deprem konularına yeterli önemin verilmediği açıkça görülecektir. 1999’daki Marmara depremi sonrasında “depreme dayanıklı yapı tasarımı” içerikli derslere olan ilgi artmıştır. Ancak seçme ders veya lisansüstü düzeyinde yoğunlaşıldığı gözlemlenmiştir [3].
41 mimarlık eğitimi veren üniversiteden %48.78’ lik bir dilimde depreme dayanıklı yapı tasarımı konusunu içeren dersler vardır. %36.59’luk bir dilimde ise bu derslere yer verilmemektedir. Geri kalan %14.63’lük kısma da ulaşılamamıştır.
Lisans eğitimi veren mimarlık bölümlerinde depreme dayanıklı yapı tasarımı konusunu içeren derslerin dağılımına bakıldığında ise: %3.04’luk kısım zorunlu, %51.51’lik bölüm seçmeli ve yarısına yakın olan %45.45’lik kısmında ders yok şeklinde bir dağılım vardır. Bu durum mesleki eğitim alan bütün mimarlık öğrencilerinin değil, yalnızca belirli bir bölümünün bu bilgilerden haberdar olduğunu göstermektedir.
Eldeki bu sonuçlar doğrultusunda; ulaşılabilen 35 üniversiteden sadece Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümünde“Depreme Dayanıklı Yapı Tasarımı” dersi zorunlu nitelikte ders olarak mevcuttur. Hatta Gazi Üniversitesinde 2009 yılında aynı içerikli yüksek lisans dersini, depreme dayanıklı yapı tasarımının önemi göz önüne alınarak mimarlık yüksek lisansında da zorunlu hale getirme çalışmaları yapılmaktadır.
Deprem yönetmeliklerinin sürekli geliştirilmesi, depreme dayanıklı yapı tasarımı ve üretimi ile ilgili yönetmeliklere titizlikle uygulanması çabalarının yanı sıra, mimarlık eğitiminde de aynı duyarlılıkla hareket edilmelidir. Bilgi, depremle mücadeledeki en önemli gereksinimdir. Deprem tehlikesinin ortaya konması ve tasarım esnasında karar verici pozisyondaki kişilerin doğru bilgi ile çalışması meydana gelebilecek zararı azaltacaktır. Türkiye’deki mimarlık eğitiminde görülen “deprem bilinci” eksikliğinin ortaya konmasından sonra mimar adaylarının mevcut eğitimi sorgulanarak, depreme dayanıklı yapı tasarımı eğitimi konusunda daha bilgili ve donanımlı olmalarını sağlamaya yönelik nelerin yapılması gerektiği üzerinde çalışılmalıdır.
Öncelikli olarak Deprem ve Mimarlık arasındaki ilişkiye önem verilmelidir. Mimar yetiştiren üniversitelerde, depreme dayanıklılık koşulunu göz önünde bulunduran ve disiplinler arası çalışma bilincini yerleştirecek olan eğitim modellerine ağırlık verilmelidir. Yapıların mimari tasarımı, strüktür kurgusuyla birlikte ele alınarak, hem estetik kaygılardan ödün vermeyecek mimariye, hem de depremde büyük hasar almayacak dayanıma sahip olmalıdır. Detaylı ve uygulamalı çalışmalarla mimarlık eğitiminde verilecek bilinç sayesinde en önemli önlem alınmış olacaktır.
Depreme dayanıklı yapı tasarım çalışmalarında teknolojiden yararlanılarak da çok başarılı sonuçlar elde etmek mümkündür. Lisans ve yüksek lisans eğitiminde, yapısal analiz bilgisayar programlarının kullanılmasıyla (pek çok bilginin üst üste çakıştırılıp, malzeme, sistem uzunlukları, dengesi…) sentez yapılabilmesine olanak vardır.
Mimarlık çözüm üreten bir meslektir. Mimarlık eğitiminde de teknoloji, yeni kavramlar, yeni anlayışlar ile eksiklikler karşısında çözüme gidilmelidir. Depreme dayanıklı yapı tasarımı konusundaki bilinçlenme de çözüm bekleyen önemli eksikliklerin başındadır. Bir zincir niteliğinde olan ve “güvenli, dayanıklı yapı oluşturma” yı hedefleyen bu konunun herhangi bir halkasının gözden kaçırılması deprem ile ilgili, can kaybı başta olmak üzere, ekonomik ve sosyolojik alanda da büyük bir yıkıma neden olacağından verilecek doğru eğitim ile büyük ölçüde bu yıkımın önüne geçilmiş olacaktır.
Kaynak
[1] Bademli, R., “Türkiye’de deprem zararlarını azaltma ve kent planlama” Doğal Afetler: Güvenlik İçin Tasarlama, TMMOB Mimarlar Odası UIA Türkiye Kesimi, Ankara, 79–81 (2002).
[2] İnternet: Deprem Şurası 2004 http://www.bayindirlik.gov.tr/turkce/deprem2004.php
[3] Tas, M., Tas, N., Cosgun, N., “Mimarlık eğitimi deprem ve prefabrikasyon”, Beton Prefabrikasyon Dergisi, Ekim, 34 (2004).
©Yapı Dünyası Dergisi 2009 Sayı: 164-165 de yayımlanmıştır.