İnşaat Sahasında Hijyen Nasıl Sağlanabilir?
Dr. Yeşim KURUOĞLU | Dr. Murat KURUOĞLU
İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Fakültesi Yapı İşletmesi Anabilim Dalı
İnşaat sahaları, insan sağlığı açısından tehlikeli bir yapıya sahiptir. Çevre ve halk sağlığı koruyucu uygulamaların gerçekleştirilmesiyle, saha ortamının sağlığı tehdit edici etkileri önlenebilir. Sadece düz işçiler değil, inşaat sahasında görev alan tüm çalışanlar temel sağlık ve hijyen kurallarına uydukları taktirde, risk yaratan çoğu unsur engellenebilmektedir. Bu makalede, insan sağlığını korumak için genel hijyen kuralları ve bu kuralların şantiyelerde nasıl uygulanabileceğinden bahsedilmektedir.
Hijyen nedir?
Tanım 1: Sağlığa zarar veren ortamlardan korunmak için yapılan uygulamalar ve alınan temizlik önlemlerinin tümüne hijyen denir.
Tanım 2: Bulunduğumuz ortamda hastalık yapan mikroorganizmaların hastalık yapmayacak seviyede bulunma durumuna hijyen denir.
Hijyen, genel olarak temizlik ve sağlık koşullarına uygunluk olarak da tanımlanabilir.
İnşaat sahasında hijyen
İnşaat sahasında hijyen konusu dört ana grupta toplanabilir.
1) İmalatın devam ettiği alanlarda herhangi bir kazaya veya sağlık durumunu tehdit eden olaylara yol açmaması için kullanılan her türlü malzemenin düzenli tutulmasıdır.
2) Çalışan işçilere dehidrasyonu yani vücuttan su kaybını önlemek ve vücuttaki sıvı-elektrolit dengesini sağlamak için temiz içme suyu temin etmektir.
3) Yatakhanelerin ve barındıkları yerlerin sağlık kurallarına uygun olmasıdır.
4) İşçilerin çalışmaları bittikten sonra vücut temizliği yapabilmelerine olanak sağlayan banyo ve duş imkanı sağlamaktır.
İmalat yapılan yerlerde kullanılan malzemelerin düzenliliği güvenlik açısından önemlidir. Çöp ve diğer döküntüler belirlenen yerlerde (kutu, konteyner vb.) biriktirilmelidir. Yapılan ana işler bittikten sonra ya da en azından günlük olarak ortam temizlenmeli, bu şekilde zararlı, parlayıcı veya patlayıcı maddelerin birikmesi engellenmelidir. Yolu, merdivenleri, çalışılan ortamları kapatan nesneler ortadan kaldırılmalı, etrafa saçılmış olan çivi gibi kesici ve delici cisimler ortadan kaldırılmalıdır.
İnşaat sahalarında temiz içme suyu ya bir içme suyu çeşmesi ya da belirli yerlere konulan sebillerle sağlanmalıdır. Taşınabilir su konteynerlerinin üzerinde “içme suyu” olduğuna dair etiket bulunmalı ve içme suyu sağlanan her yerde tek kullanımlık bardaklar bulundurulmaya çalışılmalı ya da her işçinin kendi bardağını kullanması teşvik edilmelidir. İşçilerin çeşmelere veya su bidonlarına ağızlarını değdirerek içmelerine izin verilmemelidir. Eğer sahada içilmesi sağlık açısından uygun olmayan başka su kaynakları varsa, buralarda da “içilmez/ kullanılmaz” yazıları ve uyarıları olmalıdır.
Özellikle emek yoğun sektörlerde, her 20 veya daha az işçi için bir banyo imkanı erkek ve bayan olmak üzere ayrı olarak sağlanmalıdır. Örneğin bir işyerinde 30 erkek, 10 bayan çalışıyorsa toplam olarak 3 banyo istenen sayıdır. Banyoların içinde tuvalet de olabilir ancak tuvalet imkanı sadece duşların da bulunduğu yerde olacaksa temin, edilen yerin yarısının tuvalet olması tavsiye edilir. Banyolarda duşlar ayrı bölmelerde olmalı, tuvaletlerde mümkünse kağıt da bulundurulmalıdır. Her gün banyo ve tuvalet alanları kontrol edilerek temizlenmelidir (Resim-1).
Lavabolar, yemek-içmek öncesinde, molalarda ve gün sonunda bulaşıcı durumlardan korunması amacıyla işçilerin ihtiyaç duyduklarında ellerini yıkama imkanı sunar. Lavabolarda işçiler zararlı maddeleri ve kişisel koruyucu ekipmanlarını da temizleyebilirler. Lavabo imkanı özellikle boya, sıva, solvent veya diğer materyallerle çalışan işçiler için önemli bir temizlenme imkanıdır (Resim-2).
İş yapılan alanda 20 ve daha az işçi çalışıyorsa suyla temizlik yapılabilen bir alan yaratmak yeterli olacaktır. Lavaboların temiz tutulmasına ve mutlaka sabun, cilt temizliğinde kullanılabilen ve zararlı maddelerin temizlenmesini sağlayan özel temizlik sıvılarının bulunmasına dikkat edilmelidir. Lavabolarda tek kullanımlık havlu veya elektrikli el kurutucu da gerektirebilir. Lavaboların bulunduğu yerler dışarıda, ancak banyoya da belirli mesafede olmalı ve kapılarında “banyo”, “lavabo”, “duş” gibi tabelalar bulunmalıdır. İş yapılan alanda 5 ve daha az işçi çalışıyorsa tek bir lavabo ve tuvalet yeterli olabilir.
Hijyenik çalışma ortamları için inşaat sahalarında düz işçiden, diğer saha elemanlarına kadar herkesin üzerine düşen görevler vardır. Sonuçta herkes kendi kişisel temizliğinden sorumludur. Kendi temizliğine özen gösteren kişiler, çalıştıkları ortamları da temiz ve tertipli tutma eğilimindedirler. Moloz, toz ve diğer döküntülerin temizliğinde herkes üzerine düşen rolü oynanmalı, zararlı kimyasal maddeler usulüne uygun kullanılarak iş bittikten sonra ortamdan uzaklaştırılmalı ve belirli bir yerde muhafaza edilmelidir. İşçilerin kişisel temizliği ve bulaşıcı durumların önlenmesi için lavabo ve banyoların kullanılması teşvik edilmelidir. Sıhhi olmayan ve sağlığa zararlı durumlar rapor edilerek önlem alınması istenmelidir.
İşçilerin kişisel hijyeni
Kişisel hijyen, kısaca vücut temizliği ve bakımıdır. Günlük hayatta önemli bir yer kaplayan kişisel hijyene yeterli önem verildiği taktirde, çeşitli sağlık sorunlarından korunmanın ilk ve en önemli basamağı olduğu gözlenir.
İnşaat sahasında işçilerin kişisel hijyeni açısından en temel konu; el ve cilt (başka bir deyişle vücudu kaplayan deri) temizliğidir. Genellikle herkesin ellerini nasıl yıkayacağını bildiği düşünülse de, özellikle işçiler, ellerini yıkamanın ve cilt temizliğinin hastalıkları önlemede ne kadar önemli bir rol oynadığının farkında değildirler.
Hastalıkların veya cilt problemlerinin yayılmasını önlemenin kuralları
1) Yıkamak ve yıkanmak,
2) Koruyucu kremler veya solüsyonlar kullanmak,
3) Ellerin/cildin zararlı maddelerle temasını önleyecek koruyucu ekipmanlar kullanmaktır.
Koruyucu ekipmanların, amaca uygun olmasına dikkat edilmelidir. Örneğin, kimyasal bir sıvı kullanmak zorunda olan işçinin kullandığı eldivenin, bu sıvıyı deriye temas ettirebilecek geçirgen bir maddeden olmaması gerekir. Başka bir deyişle kimyasal maddelerle çalışırken, eldivenin yapısının da bu maddelere dayanıklı olması gerekir. İşçiler, çalıştıktan sonra üzerine bulaşmış olan zararlı maddelerin uzaklaştırılması için eldivenlerini mutlaka yıkaması veya değiştirmesi gerekir. Gerek eldiven, gerekse cilt koruyucu diğer malzemeleri kullanmadan önce, üzerinde yırtık veya delik olup olmadığından emin olmak için kontrol edilmesi, bu yıpranmış bölgelerden cilde zararlı maddelerin sızmasını engelleyebilir.
Eldiven kullanmak ve elleri düzenli yıkamak işçileri aşağıdaki durumlardan koruyabilmektedir
1) Zararlı maddelerin vücuda alımı veya emilimi,
2) Enfeksiyon ve hastalıkların yayılması,
3) Mesleki cilt hastalığı,
4) Bu hastalıklar nedeniyle işe gelememe,
5) Kayıp iş zamanı
İşveren ve İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Uzmanlarının bu konudaki görevleri ne olmalıdır?
1) Kişisel hijyen ve cilt koruma ile ilgili konuları işçilerin işe uyum sürecinde ve İSG eğitimleri içinde yer vermeleri, şantiye hijyeni ve genel sağlık için büyük önem taşır. Bu nedenle, projenin büyüklüğü ve işçi sayısı ne olursa olsun işverenler ve İSG uzmanları kişisel hijyen konusunda kendi şantiyelerindeki imkanları ve durumları dahilinde mutlaka bilgilendirmelidirler.
2) Cilt korumanın önemini işçilere düzenli olarak hatırlatmak için, şantiye içine çeşitli posterler veya yemekhanede masa üzerine ufak broşürler hazırlanabilir. Bu tipteki örnek uygulamalar hem internet ortamında, hem de ilgili resmi kurum ve kuruluşlardan ( Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Merkezleri vb.) elde edilebilir.
3) El ve vücut temizliğinin sadece kendilerine değil, aile bireylerine de hastalık bulaşmasını engellemede ve sağlıklarını korumada önemli bir konu olduğunu işçilerin kavramasına ve bilinçlenmesine sabırla yardım edilmelidir.
4) İşçiler arasında ufak bir anket yaparak, el yıkama/temizleme ürünlerinin şantiyede bulundurulup bulundurulmadığı öğrenilmelidir.
Şantiyede hijyen konusunda örnek bir anket uygulaması
Kuruoğlu ve diğerlerinin (2008) işçi sağlığı ve verimliliği üzerine yaptıkları çalışmada hijyen konusunda da işçi görüşleri de yer almıştır. Elde edilen cevaplar genellemeyi mümkün kılmasa da, uygulama açısından ön tahmin oluşturma açısından ilgililerle bilgi verebilecek durumdadır. İstanbul’da 2008 yılında Maslak bölgesindeki büyük bir konut inşaatında çalışan 172 işçiye “yüzyüze görüşme” yoluyla uygulanan anketten hijyen konusunda elde edilen bulgular aşağıdaki gibidir:
İnşaat işçilerinin çalıştıkları şantiyede “uygun soyunma-giyinme kabini” bulunup bulunmadığını öğrenmek amacıyla sorulan soruya verilen cevaplar şu şekildedir:
EVET: %49 HAYIR: %39 FİKRİM YOK: %12
“Şantiyede duş yapabilme imkanınız var mı?” sorusuna verdikleri cevap:
EVET: %45 HAYIR: %41 FİKRİM YOK: %14
“Duş ve tuvaletlerin temiz olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna verilen cevap:
EVET: %40 HAYIR: %44 FİKRİM YOK: %16
“Duş ve tuvaletlerde temizlik maddesi düzenli olarak bulunduruluyor mu?” sorusuna ise işçiler şu şekilde cevap vermiştir:
EVET: %44 HAYIR: %42 FİKRİM YOK: %14
“Temiz olmayan duş ve tuvaletler nedeniyle hastalığa yakalandınız mı?” sorusuna işçilerin cevabı aşağıda belirtilmiştir:
EVET: % 17 HAYIR: %67 FİKRİM YOK:% 16
“Çalıştığım şantiyede yeterli yemek ve içme suyu imkanı vardır” önermesinden elde edilen bulgular:
EVET: %74 HAYIR: %11 FİKRİM YOK: %15
“Çalıştığım şantiyede yemek ve içme suyu temizdir” önermesinden elde edilen bulgular ise şu şekildedir:
EVET: %55 HAYIR: %32 FİKRİM YOK: %13
Yukarıdaki tablolar, İSG standartlarına uygun olduğu düşünülen tek bir şantiyeden elde edilen bulgulardır. “Fikrim yok” cevabı, yüzyüze görüşme yapılmış olması nedeniyle, işçilerin cevap verirken kararsız kalması sonucu üçüncü bir seçenek olarak ortaya çıkmıştır. Verilen “evet” ve “hayır” cevapları birbirine yakın olarak görülse de, her soruya verilmiş olan “fikrim yok” cevapları yoruma açık olarak ilgililerin dikkatine sunulmuştur. Özellikle son iki önermedeki yeterli yemek ve içme suyu bulunması durumu %74 oranında “evet” olarak cevaplanmış olsa da, yemek ve içme suyunu temiz bulmayanlar %32, kararsız kalanlar %13’lük oranla hijyen konusunda işçilerin farkındalığını ortaya koymaktadır. İşçilerin cevapları, İSG konusunda şantiyede sorumlu kişi veya kişiler tarafından dikkate alınması gerektiğini bir kez daha vurgular niteliktedir.
Sonuç
İnşaat sahaları, bu sektörün doğası nedeniyle temizliğin zor olduğu ortamlar olabilir. Ancak, yukarıda bahsedilen ve çoğunlukla çalışan her kişinin kendi kendine uygulayabileceği önlemlerle inşaat alanları hijyen sağlanmaya çalışırsa, özellikle bulaşıcı hastalıkların önlenmesinde, zehirli maddelerden korunmada ve kazaya yol açabilen durumların ortadan kaldırılmasında önemli yol kat edilebilir. Bu amaçla, iyi bir sağlık yönetim ve uygulama planı inşaat proje yönetiminin içinde yer alması gereken unsurlardan biri olmalıdır.
Kaynaklar
[1] “ABC of Occupational and Environmental Medicine” Second Ed., Editors, Snashall, D., Patell, D. (2003), BMJ Publishing Group, sf. 77-80.
[2] Chandrasekaran, N.K. (2005) “Health promotion at workplace- Health Monitoring at Worksite- A logistic appraisal”, I. J. Occupational and Environmental Medicine, Vol.9/1, s.62-64.
[3] International Labour Office (2001) “Guidelines on occupational safety and management systems; ILO-OSH 2001, Geneva, ILO, ISBN 92-2-111634-4.
[4] Kuruoğlu, Y. ve diğerleri (2008) “İnşaat Sektöründe Bedensel Güce Dayalı İşlerde Çalışanların İş Yaşamı, İş Güvenliği ve İş Sağlığına Bağlı Performanslarının Değerlendirilmesi” İTÜ, İnşaat Fakültesi, Yapı İşletmesi Anabilimdalı, Mühendislik Tasarım Projesi.
[5] Mustapha, F.H.; Naoum, S. (1998) “Factors influencing the effectiveness of the project managers” Industrial Journal of Project Management, Vol.16/1,s.1-8.
[6] Van der Merwe, J.I.T. (2007) Survival of the Cleenest: A common sense guide to preventing infectious disease, Spicers Publishing, s. 88-90, ISBN-10 0973920106.