İnşaat Sektöründe Karşılaşılan Finansman Problemleri ve Nedenleri

İnşaat Sektöründe Karşılaşılan Finansman Problemleri ve Nedenleri

Murat Anbarcı, İnş. Yük. Müh.
İstanbul Üniversitesi, Müh. Fak. İnşaat Müh. Böl., İnşaat Yönetimi Doktora Öğrencisi

Prof. Dr. Ekrem Manisalı
İstanbul Üniversitesi, Müh. Fak. İnşaat Müh. Böl., İnşaat Yönetimi Bilim Dalı Öğretim Üyesi

Özet: Firmaların mikro ve makro ekonomik değişkenlere rağmen varlıklarını devam ettirebilmeleri ve büyümeleri için gerekli önemli unsurlardan biri finansmandır. İnşaat sektöründe yaşanılan finansman problemleri  firmaların sektörde tutunabilmelerini olumsuz etkilemekte, birçok firma finansman temininde güçlük çekmektedir. Bu çalışmada, inşaat sektörünün finansman sorunundan bahsedilmiş, sektörde faaliyet gösteren inşaat firmalarının karşılaştıkları başlıca finansman sorunlarından söz edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Finansman, İnşaat Sektörü Finansman Sorunları

Giriş
Günümüz rekabet şartlarında hayatiyetlerini sürdürmek zorunda olan inşaat sektöründeki projelerin günden güne büyümesi, sektörde faaliyet gösteren inşaat firmalarının finansman temininde güçlük çekmelerine sebep olmaktadır. İşletme sermayesi ile öz sermaye yapılarının zayıflığı, teminat ve kredi bulmada karşılaşılan sorunlar ve ekonomik politikalardan kaynaklı sorunlar, firmaların karşılaştıkları başlıca finansman sorunlarıdır. İnşaat sektöründe yaşanan finans problemlerinin 3 temel sebebi bulunmaktadır. Bunlar aşağıda sunulmuştur.

1. İşletme Sermayesi, Öz sermaye ve Çalışma Sermayesi Yetersizlikleri

Firmaların önemli sorunlarının başında işletme sermayesi ve öz sermaye yetersizlikleri yer almaktadır. Firmaların yetersiz işletme sermayesine ve öz sermayeye sahip olması borçlanma gereksinimlerini arttırmaktadır. Borçlanma gereksinimi ile birlikte ödenen yüksek faizler işletmenin kar marjını azaltmaktadır. Bu durumda zaten yeterli olmayan öz sermaye, ödenen yüksek finansman gideri sonrası azalan karların öz sermayeye yeterli tutarda ilave edilememesi nedeniyle daha da yetersiz hale gelmektedir. Nitekim, oto finansman yöntemi olarak adlandırılan elde edilen karların dağıtılmayarak sermayeye ilave edilmesi ile finansman sağlama yöntemi işletmelerin, pazardaki rakiplerine göre daha olumsuz şartlar taşımasına sebep olmaktadır. İşletmeler için nakit çıkışı gerektirmeyen amortisman gideri de bir oto finansman unsurudur.

2. Teminat ve Kredi Bulmada Karşılaşılan Sorunlar

İnşaat sektöründe faaliyet gösteren firmaların üstlendikleri projelerde karşılaştığı en büyük sorunlardan biri de belirsizliktir. Projelerin belirsizlik ile olan mücadelesinde projeyi yürüten organizasyonların uyumlu ve bütünleşik bir şekilde hareket etmeleri en önemli yoldur.

Yüklenici firmalar projelerin proje başlangıç kararının alınması aşamasındaki yeterli fizibilite çalışmalarını ve pazar araştırmalarını gerçekleştirmemekle birlikte, yatırım için gerekli sermaye tutarını da doğru olarak hesaplayamamaktadırlar. Sabit sermaye yatırımları için gerekli sermaye tutarı dikkate alınırken, işletme sermayesi ihtiyacı çoğu yüklenici firma tarafından başlangıç aşamasında değerlendirmeye alınmamaktadır. Bunun sonucunda ise, projenin ilk aşaması sırasında kredi ihtiyaçları ortaya çıkmaktadır. Diğer taraftan özellikle konut projeleri için başlangıç sermayesi genellikle hak sahiplerinden toplanan birikimler, kişisel tasarruflardan ve piyasadan alınan borçlardan oluşmaktadır.

Öz kaynaklarının sınırlı olması nedeniyle, yatırım projelerinin başarısı ya da karlılık potansiyelleri yüksek de olsa ticari bankalardan kredi temin edememektedirler. Nitekim ülkemizde faaliyet gösteren finansal kurumlar ekonomik açıdan bilançoları sağlam ve ciroları güçlü firmalar ile çalışmak istemektedirler. Bu noktada para piyasalarındaki bu finans kurumlarının, yüklenici firmaların üstlendikleri projelerde başarılı olacaklarına ve kullandıracakları kredilerin geri ödeneceğine ilişkin öngörüleri (güven duyguları) ön plana çıkmaktadır. Kredi sağlayan bu kurumlar özellikler inşaat sektörünün yıllara yaygın hakediş mantığı ile likidite sağlamaları nedeniyle kullandıracakları kredileri hep bir risk unsuru olarak görmektedirler. Bu sebepten dolayı, diğer piyasalardaki firmalara göre inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmalara kullandırılan kredilerin faiz oranı, risk priminin yüksek öngörülmesi nedeniyle daha yüksek olmaktadır. Bunun dışında teminat mektupları açısından da bakıldığında inşaat firmalarının genellikle ipotek, kefalet ve/veya nakit teminat karşılığında kredi temin ettikleri görülmektedir.

3. Ekonomik Politikalardan Kaynaklı Sorunlar

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, fert başına düşen gelir düzeyinin düşük olmasına paralel olarak tasarruf eğilimi düşük olmakta ve yurt içi tasarruflar yetersiz düzeylerde kalmaktadır. Yetersiz yurtiçi tasarruflarla birlikte elde edilen döviz gelirleri hedeflenen kalkınma sürecinin gerçekleştirilmesi için gerekli olan yatırımları tam olarak finanse edememektedir. Ekonomik darboğazlara neden olan tasarrufların ve döviz gelirlerinin yetersizliği, gelişmekte olan ülkelerde ve dolayısıyla Türkiye’de sermaye yetersizliği şeklinde yapısal bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin üretim fonksiyonu, sermayenin yetersiz olması nedeniyle (emek faktörünün sermayeye göre fazla olması nedeniyle), sermayenin tam kapasitede kullanılması sonucu elde edilen eksik istihdam üretim ve gelir fonksiyonu olarak gerçekleşmektedir.

4. İnşaat Sektöründe Karşılaşılan Finansman Problemlerini Azaltma Çareleri

• Her ne büyüklükte yatırım olursa olsun mutlaka proje hazırlanmalı

• Projenin müşteri talep ve amaçlarını tam sağlamalı

• İşveren (müşteri) mutlaka işi yapacak müteahhit/taşeron den CPM iş programı (“planlanmış CPM = As planned CPM) istemeli ve CPM in süre-maliyet ve kalite amaçlarına uygunluğunu tespit ve teyit ettirmeli.

• Müteahhit, işverenin de tasdikini alan CPM’e titizlikle uymalı, karşılaşılan uygulama problemlerini-işverenle yazılı mutabakat sağlayarak-gerekli ve sürekli olarak CPM’e yansıtarak güncellemeli ve bütün güncellenmiş CPM lere de titizlikle uymalı.

• İşin her safhasını, istihkakları “gerçekleşen proje” anlamında kaydederek ve en sonunda projenin “gerçekleşen CPM= As build CPM) ini hazırlamalı.

• Finans arayan müteahhit, projeyi, planlanmış ve işveren tasdikli CPM ile birlikte sunmalı ve önceki projelerinde de başından sonuna kadar profesyonel çalıştığını “planlanmış-güncellenmiş ve gerçekleşen CPM’lerini göstererek finans sağlayana teminat vermeli

Sonuç
Yetersiz sermaye yapısına sahip firmaların üstlendikleri projelerde birlikte çalıştıkları alt yüklenici firmaları da olumsuz etkilemekte, sürekli borçların ertelenmesine sebep olmaktadır.

Sermaye yapısının yeterli olduğu firmalarda ise de bu kez sorun, işletme ölçeğinin büyütülmesi faaliyetlerin çeşitlendirilmesi, araştırma geliştirme yatırımları ve teknolojik yeniliklerin takip edilmesi için gerekli finansman kaynağının nasıl temin edileceği şekline dönüşmektedir.

Günümüz koşulları göz önüne alındığında milli gelir seviyesinin düşük olması ile tasarruf eğilimindeki yetersizlikler yatırımlara aktarılabilecek yeterli sermayenin oluşmamasına sebebiyet vermektedir. Bu durumda farklı projeler hayata geçirmek isteyen inşaat firmalarının finansman problemlerinden kurtulamamasına sebep olmaktadır.

Firmaların projelerinin devamlılığı sağlayacak, verimlilik ve karlılığı azamileştirip, dengeli bir finansman yapısı oluşturacak miktarda işletme sermayesi sağlamaları önemli bir konudur.

Düşük kar marjı ve verimlilik ile faaliyetlerini sürdürmeye çalışan firmalar, finansman ihtiyaçlarının büyük bir kısmını banka kredileri ile karşılamak durumundadırlar.

Banka kredileri temininde de en önemli araç, müteahhidin, yukarıda da ifade edildiği gibi CPM tekniğini çok iyi anlayıp uygulayarak, proje yönetimi olduğu tartışmasız bir olgudur.

©Yapı Dünyası Dergisi 2010 Sayı: 2010/173 de yayınlanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir