Şantiyelerde Bulaşıcı Hastalıkların Önlenmesi
Dr. Yeşim KURUOĞLU, İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Fakültesi Yapı İşletmesi Anabilim Dalı
1. Giriş
İnsan sağlığını tehdit eden unsurların başında gelen bulaşıcı hastalıklar, günümüzde küresel etkilere neden olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, son yıllarda bulaşıcı hastalıkların tarihte görülmedik ölçüde hızlı yayıldığını bildirmekle birlikte, bu hastalıklardan korunma yollarının işbirliği ve şeffaflıktan geçtiğini belirtmektedir. Şehir yaşamında işyerleri, okullar, hastaneler, havaalanları, terminaller gibi pek çok insanın bir arada bulunduğu ortamlar, bulaşıcı hastalıkların oluşmasına ve yayılmasına olanak veren yerler olup, hastalıklara maruz kalınmayla birlikte salgına dönüşmesi tehlikesini yaratırlar.
İnşaat sahaları, sektörün doğası gereği insan sağlığı açısından tehlikeli bir yapıya sahiptir. Çevre ve halk sağlığı koruyucu uygulamaların gerçekleştirilmesiyle, saha ortamının sağlığı tehdit edici etkileri önlenebilir. Sadece düz işçiler değil, inşaat sahasında görev alan tüm çalışanlar temel sağlık ve hijyen kurallarına uydukları taktirde, risk yaratan çoğu unsur engellenebilmektedir.
İnsanları hastalıklardan korumak için yapılan hizmetler bütününe sağlık koruma çalışmaları adı verilmektedir. İnsan sağlığının korunması için eğitim, örgütsel ve çevresel desteklerin birlikte işlemesiyle birlikte, sağlıklı yaşam için insanlarda davranış değişikliği yaratma çalışmaları ise sağlığın geliştirilmesi adını alır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nün 2005 ve 2007 yıllarında yayınladığı raporlara göre bir organizasyonda sağlık ve güvenlik kültürü zayıfsa, işe bağlı kaza ve hastalıkların telafi ve tedavisinin direkt olarak işverene, dolaylı olarak da ülke ekonomisi için yüksek mali yükümlülüklere neden olduğuna dikkat çekmektedir.
Günümüzde iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının artık işyerlerinin kendi şartlarını analiz ederek, hastalık ve kazalar ortaya çıkmadan önce önleyici uygulamalar olması gerektiği vurgulanmaktadır. Etkili bir eylem planıyla, şantiyede görev alan tüm çalışanlar temel sağlık ve hijyen kurallarına uydukları taktirde, bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkmasında risk yaratan çoğu unsur engellenebilmektedir.
2. Bulaşıcı Hastalıklar Nedir, Nasıl Ortaya Çıkar?
Bir canlıdan diğerine geçen hastalıklara bulaşıcı hastalık denir. Önlem alınmaz ve tedavi edilmezse daha çok canlıyı enfekte ederek salgına yol açabilir.
Doğal olarak her yerde bulunabilen, karmaşık enzim yapısına sahip tek hücreli canlılar olan mikroorganizmalar, insan, hayvan ya da bitkilerde hastalıklara yol açtıklarında virüs, bakteri, mantar, parazit olarak adlandırılan patojen mikroorganizmalar adını alır. Bu tipteki mikroorganizmaların insan vücuduna girdikten sonra üreyip çoğalarak istenmeyen belirtiler ve/veya hastalık oluşturmasına enfeksiyon denir. Hastalığa yol açan mikroorganizmalar, çeşitli bulaşma yolları ile yayılmaktadır. Bu mikroorganizmaların hasta olan kişinin giysilerinde, kullandığı eşyalarda, su veya yiyeceklerde bulunmasına kontaminasyon adı verilir. İnşaat sahalarında toprak ve su kontaminasyon merkezleri olabilir.
Mikroorganizmaların enfeksiyon yaratabilmesi için tamamlaması gereken aşamalara ise enfeksiyon zinciri adı verilir (Şekil-1).
Enfeksiyon kaynağı, mikroorganizmaların doğal olarak yaşayıp çoğaldığı yerlerdir. İnsanlar, hayvanlar, toprak ve su gibi cansız nesneler enfeksiyon kaynağını oluşturabilir. İnşaat şantiyeleri, kontamine olmuş su ve toprak barındırabilecek yapıda yerlerdir. Bu nedenle özellikle kullanma suyunun temizliğine dikkat edilmesi gerekir. Zararlı maddeler bulunduran inşaat artığı malzemelerinin de insan sağlığını tehlikeye sokmayacak şekilde ortamdan uzaklaştırılması gerekmektedir.
Enfeksiyonun kaynağından ayrıldığı yere çıkış kapısı denir. İnsanlarda solunum sistemi, sindirim sistemi, boşaltım sistemi ve deri bütünlüğünün bozulduğu yerler enfeksiyonların çıkış kapısını oluşturmaktadır. Enfeksiyonlar balgam, tükürük, dışkı, idrar, genital bölge salgıları, gözyaşı gibi sıvılarla yayılmaktadır. Ağız, göz, burun, kan damarları ve hasar görmüş deri de enfeksiyon için giriş kapılarıdır.
Hastalık yapıcı mikroorganizmaları vücudunun içinde veya üzerinde barındıran insan, hayvan ya da bitkilere konakçı denir. Aşırı yorgun, dengesiz beslenen, sigara ve alkol bağımlılığı olan, böbrek yetmezliği, kanser, kalp hastalığı gibi kronik hastalığı olan ve bağışıklık sistemi yetersiz olan kişiler, mikroorganizmalar için uygun konakçılardır. Mikroorganizmaların bir konakçıya girdikten sonra, hastalık belirtilerinin ortaya çıkması arasında geçen süreye kuluçka (inkübasyon) süresi denir.
Hastalıklarda bulaşma iki yolla gerçekleşmektedir. Bunlar;
a) Doğrudan Bulaşma
Enfekte kişinin duyarlı kişiyle (konakçı) doğrudan temasıyla oluşan bulaşma şeklidir.
Örnek: Cinsel ilişki, öpüşme, kan nakli, yaraya dokunma vs. Bu yolla: AIDS, Hepatit B gibi hastalıklar bulaşmaktadır.
b) Dolaylı Bulaşma
Enfeksiyonun bulaşmış olduğu nesneler yoluyla hastalığın konakçıya bulaşmasıdır.
Dolaylı yoldan hastalık bulaşması, aşağıda belirtilen şekillerde meydana gelmektedir.
Hava yoluyla bulaşma: Uzun süre açıkta canlı kalabilen mikroorganizmaların hava, toz veya damlacıkla duyarlı konakçıya bulaşmasıdır.
Damlacıkla yayılma: Tükürük, balgam, burun, gözyaşı sıvılarının damlacıklar halinde yayılmasıdır. TBC (tüberküloz-verem), grip, soğuk algınlığı, çocuk hastalıklarının çoğunluğu bu yolla yayılmaktadır. Öksürüp-aksırırken ağzın elle kapatılması ve karşıda bulunan kişilerin yüzüne doğru hapşırılmaması hava yoluyla yayılmayı önler.
Araçlarla Bulaşma: Enfeksiyonla bulaşmış nesnelerle meydana gelen bulaşma yoludur. Örneğin; Hepatit A, enfekte yiyeceklerle; tetanoz, paslı çivi ve toprakla; yine çoğu hastalıklar iyi sterilize edilmemiş malzemelerle bulaşırlar (airway, nazogastrik sonda, çarşaf, giysiler vb).
Vektörle Bulaşma: Bazı mikroorganizmalar bazı hayvanlarda gelişimlerini tamamlayarak olgunlaşırlar ve insanda hastalık oluştururlar.
Örnek: Sıtma mikrobu, sivrisinekte (anofel cinsi) ömrünü tamamladıktan sonra, sivrisineğin sokması sonucu insana geçerek hastalık oluşturmaktadır. Veba (fare), kuduz (kedi-köpek-fare), akciğer kisti (iyi pişmemiş hayvan etleri) vektörlerle bulaşan diğer hastalıklardır.
Şantiyelerde Bulaşıcı Hastalıklarla Başa Çıkma Yolları
Şantiye sahaları, inşaat sektörünün doğası nedeniyle kontamine yerler olabilir. Sağlığı tehdit eden riskler kontrol edilmeze, kontaminasyon nedeniyle şantiye çalışanları ve şantiyede yaşayan veya yakınında bulunan her canlıyı sağlık bakımından olumsuz etkiler.
İnşaat şantiyelerinde özellikle işçi barınakları hem genel yaşanan yer durumunda olması, hem de genel temizlik kurallarına pek de uyulmayan yerler olması bakımından, bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkmasına meyilli yerlerdir. Şantiyeler hem bulaşıcı bir hastalığın ortaya çıkmasında çevre faktörü olabileceği gibi, bir konakçının da barındığı bir yer olabilir. Bu nedenle, özellikle hangi tip enfeksiyonların görülebileceği ve bunların yayılma yollarının bilinerek, enfeksiyon zincirinin kırılması gerekmektedir.
Enfeksiyon Zincirinde Kontaminasyon Kaynaklarının Kırılması
Önceki bölümde de belirtildiği gibi, enfeksiyon kaynağı, mikroorganizmaların doğal olarak yaşayıp çoğaldığı yerlerdir. İnsanlar, hayvanlar, toprak ve su gibi cansız nesneler enfeksiyon kaynağını oluşturabilir. İnşaat şantiyeleri, kontamine olmuş su ve toprak barındırabilecek yapıda yerlerdir. Bu nedenle şantiyede su ve toprak kontrolü dikkatle üzerinde durulması gereken konulardır. Bununla birlikte, sadece su ve toprak değil, işçi barakaları ve hatta yemek yenen, kişisel ihtiyaç giderilen yerler de hastalık taşıyabilecek ve yayabilecek riski taşıyabilir. Eğer bir şantiyede böyle durumlardan şüpheleniliyorsa, mutlaka teşhis edilmeli ve gereken müdahale (ilaçlama, aşılama, karantina vb.) geç kalınmadan yapılmalıdır.
Şantiyelerde Kontaminasyon Nerelerde Olur?
Şantiyelerde kontaminasyonun bulunduğu yerler aşağıdaki gibidir.
1. Toprağın yüzeyinde ya da dolgu materyalinde
2. Toprağın derininde (ekskavasyon başlamadan önce, toprak veya dolgu materyaliyle örtülüyken kontamine olduğu bilinmiyor olabilir)
3. Yüzeydeki suda
4. Toprak altındaki suda
5. Havada
6. Kontamine olan toprakta yetişen bitkide
7. Varolan bina, bitki ya da inşaat yıkıntıları nedeniyle açığa çıkan zararlı maddelerde (ör. Asbest)
8. İşçilerin kaldığı barakalar, duş ve tuvaletlerde
9. Bulaşıcı hastalığa sahip işçilerin kullandığı eşyalarda
3. Sonuç
İnşaat sahaları, bu sektörün doğası nedeniyle hijyen kuralarının uygulanmasının zor olduğu ortamlar olabilir. Ancak, enfeksiyon zinciri bilinip, kırılması için gerekli uygulamalar yapılırsa, özellikle bulaşıcı hastalıkların önlenmesinde, zehirli maddelerden korunmada ve kazaya yol açabilen durumların ortadan kaldırılmasında önemli yol kat edilebilir. Bu amaçla, iyi bir sağlık yönetim ve uygulama planı, inşaat proje yönetiminin içinde yer alması gereken unsurlardan biri olmalıdır. İşverenler, proje yöneticileri, iş sağlığı ve güvenliği uzmanları, bu konular hakkında eğitim ve uygulama konusunda açık fikirli yaklaşmalı ve desteklemelidirler. İnsan sağlığına verilen değer neticesinde, işten uzak kalınan günlerin azaldığı, buna bağlı olarak işçi verimliliğinin arttırıldığı ve/veya korunduğu, imalatın insan faktöründen kaynaklan süre kayıplarının önlendiği, işçi sağlık giderlerinin azaldığı ve tüm bunlarının sonucunda insan gücü maliyetinin de işveren için olumlu yönde etkilendiği unutulmamalıdır.
4. Kaynaklar
[1] “ABC of Occupational and Environmental Medicine” Second Ed., Editors, Snashall, D., Patell, D. (2003), BMJ Publishing Group, sf. 77-80.
[2] Chandrasekaran, N.K. (2005) “Health Promotion at Workplace-Health Monitoring at Worksite- A Logistic Appraisal”, I. J. Occupational and Environmental Medicine, Vol.9/1, s.62-64.
[3] Government of South Australia, “Occupational Health, Safety and Welfare: Infectious Disease Control Procedure”, Eğitim Broşürü.
[4] International Labour Office (2001) “Guidelines on occupational safety and management systems; ILO-OSH 2001, Geneva, ILO, ISBN 92-2-111634-4.
[5] Kuruoğlu, Y. ve diğerleri (2008) “İnşaat Sektöründe Bedensel Güce Dayalı İşlerde Çalışanların İş Yaşamı, İş Güvenliği ve İş Sağlığına Bağlı Performanslarının Değerlendirilmesi” İTÜ, İnşaat Fakültesi, Yapı İşletmesi Anabilim Dalı, Mühendislik Tasarım Projesi.
[6] Worksafe Victoria, “Industry Standard_Contaminated Construction Sites: Construction and Utilities, First Edition, 2005.
[7] van der Merwe, J.I.T. ( 2007) Survival of the Cleenest: A common sense guide to preventing infectious disease, Spicers Publishing, s. 88-90, ISBN-10 0973920106.
©Yapı Dünyası Dergisi 2010 Sayı: 174 de yayımlanmıştır.