Demetevler (Ankara) Bölgesinin Deprem Riski ve Alınması Gereken Önlemler
Prof. Dr. K. Erçin KASAPOĞLU, Hacettepe Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi
Harun SAĞLAM, Jeoloji Yüksek Mühendisi
Özet: 39.89 ve 39.89 K, enlemleri ile 32.17 ve 32.89 D, boylamları arasında yer alan Ankara kenti, gerek coğrafi gerek jeolojik konumu itibariyle, ne tarihte ne de yakın geçmişte, hiçbir zaman bir büyük depremin merkez üstü olmamıştır; ancak, 100-120 km. kuzeyinde yer alan ve ülkemizin en aktif fay zonlarından biri olan Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun batı uzantısındaki depremlerle, kentin 90-100 km güney doğusundaki Kırşehir-Keskin Fay Zonu’ndaki depremlerden önemli ölçüde etkilenmiştir. En son Aralık-2007 içerisinde Ankara’nın 15-20 Km güney-doğusunda yer alan Bala ilçesinde oluşan orta büyüklükteki depremler de Ankara’da oldukça şiddetli hissedilmiştir. Bu durumda Ankara kenti, 20-70 km lik uzaklıklar içinde oluşacak küçük (M < 5.5.) depremlerin ve 70-100 km lik uzaklıklar içinde oluşacak büyük (M > 7.0) depremlerin etkisi altında kalabilen bir kent olarak tanımlanabilir.
1938 Kırşehir-Keskin depremi 6.6. büyüklüğünde olup Ankara kenti içindede çok şiddetli hissedilmiş, yapılarda çatlama ve baca yıkılmalarına neden olmuştur. Özellikle, Harp Okulu Hastanesi, Ekonomi Bakanlığı binası, Postane, Anafartalar’daki Belediye Hesap İşleri Müdürlüğü, iki ilkokul ve bazı otellerde önemli çatlamalar görülmüştür. Hasarın, genel olarak, Yenişehir tarafında daha çok olduğu gözlenmiştir (Ergünay, 1978).
Kuzey Anadolu Fayı üzerinde oluşan 1944 Bolu-Gerede depremi ise 7.2 büyüklüğünde olup, Ankara ilinin kuzey sınırında yer alan ve Gerede’ye çok yakın olan Beypazarı, Kızılcahamam, Çamlıdere, Ayaş ilçeleri ve bağlı köylerini önemli ölçüde etkilemiştir. Buralardaki hasar, 125 ölü, 158 yaralı 1450 yıkık ve 2716 hasarlı yapı ve 1829 hayvan kaybı olarak belirlenmiştir. Bu deprem de, Ankara kenti içinde, özellikle Yenişehir ve Kale çevresinde etkili olmuş; Meydan Palas Oteli, D.D.Y. İşletme Müdürlüğü binası ve Vilayet binasında önemli çatlaklar oluşturmuştur. Yıkıntılar, çoğunlukla bacalar ve kent dışındaki tek katlı bağ evleri ile kerpiç binalarda görülmüştür. Şehirdeki tüm resmi ve özel yapıların duvarlarında ise, küçük çatlaklar ve sıva dökülmeleri gözlenmiştir (Ergünay, 1978).
38.43 ve 40.41 K enlemleri ile 31.51 ve 34.05 D boylamları arasında yer alan ‘Ankara İli’, büyük bir bölümü itibariyle, ‘Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’nda ‘4.derece’ deprem bölgesi’nde yer almakla birlikte, kuzey ve doğusundaki bazı ilçeleri ‘3.’, ‘2.’ ve hatta ‘1.’ derece deprem bölgelerine girmektedir (Şekil 1).
Makalenin tamamına ©Yapı Dünyası Dergisi 2013 Sayı: 210-211 den ulaşabilirsiniz.