Pekin’de Yapılan Çin TV (CCTV) Merkez Binası

Pekin’de Yapılan Çin TV Merkez Binası

Cihat UYSAL
Mimar Y. Mühendis

Önceki yazıda çapraz iskeletli taşıyıcı yapıların geçmişini özetlemiştim. Göçer topluluklar olan Moğol ya da Türkmen “yurt” adı ile anılan ilk örneklerinden günlük kullanılan mobilyalara kadar çeşitlenen bu yaşıyıcı sistem son yıllarda gelişmiş örnekleri çoğalıyor. Pekin’deki televizyon merkez binası için bu türün en özgün olanı diyebiliriz. Bu yazıda, sözkonusu yapının genel değerlendirmesini yapmaya çalışacağım.

Günümüzde albenisi ile anılan yapılar genellikle güç gösterisinin ötesine gitmeyen biçimlenmeleri ile ünleniyor. O nedenle, bu tür yapılar arasında işlevsel ve teknolojik üstünlük öngörüsü ile tasarlanan yapıları ayırmak gerektiğini düşünüyorum. Bu sorunu aşmak için yarışma yolu ile yapı tasarlanması da deneniyor. Ne var ki, proje yarışması ile seçilen ve yapılan bu ve benzeri yapıların başarılı olmasına sıkça rastlanmıyor. Yarışma jürilerinde bir yandan seçicilerin beğenilerinin belirleyiciliği, diğer yandan bilinen kalıpları zorlayan önerilerin yüklediği risk gibi etkenler iyi sonuç alınmasının önünde engel oluşturuyor. Sidney Opera Binası gibi tasarımcı ile hukuk savaşı yaşanan, teknik sorunları tam çözülememiş örnekler, yapı yaptırmak isteyenlerin başının üzerinde Demokles’in Kılıcı gibi tepede sallanıyor. Bina hizmete açılırken Sidney Kenti yöneticisinin “bir anıtımız oldu, şimdi bir opera binasına ihtiyacımız var…” sözleri unutulacak gibi değil. O nedenle, yeryüzünde giderek tırmandırılan zorlamalarla ünlenen yapılar ile olumlu örnek olarak anılanları ayırmak gerekiyor. Besbelli bu yapılar da güç gösterisidir. Bu durum onların öngörülerindeki yenilikleri, başarıyı görmemize engel olmamalı.

Pekin’de yapılan Çin TV Merkez Binası kısaca CCTV (China Central Television) olarak anılıyor. Bu yapının tasarımı 2002 yılında uluslararası yarışma ile belirlendi. Yapının başarısında öne çıkan OMA (Office Of Metropolitan Architecture) lideri Reem Koolhaas ile ARUP gurubundan Cecil Balmond’un adı geçiyor.

Yapı, 234 m yükseklikte, 50 katlı iki kule ve kuleye konsol konumda 13 kattan oluşuyor. Yapının içinde 200 yayın kanalını sürdürebilecek kapasitede  stüdyo ve diğer destek birimleri yeralıyor. Yapının jeoteknik özellikleri ile yangın güvenliği gibi konular Çin mimari ve tasarım enstitüsü (ECADI) ile yerel tasarım enstitüsünün (LDI) katkıları ile gerçekleştirilmiş. CCTV binasının toplam yapı alanı yaklaşık 450.000 m2. Bu yapı ile ilgili yapılan değerlendirmeyi taşıyıcı ve mimari kararların değerlendirilmesi olarak iki bölümde özetlemeye çalışacağım.

Taşıyıcı yapı, binanın çeperinde kabuk ve içeride asansör perdelerinden oluşuyor. Dış kabuk üst kotlarda yaklaşık otuz kat yukarıda 75 m. ye kadar uzanan konsol haline getirilmiş. Bu dev konsol bodrum katlarda aksi yönde genişletilerek ağırlık merkezinin dengelenmesi sağlanmış. Yapıda kabuğu oluşturan çapraz ızgaralı konstrüksiyon konsol kararını güçlendiren bir karar olarak mimari kitle kompozisyonunun gerçekleştirilmesini sağlamış. Yazıya eklediğim görsellere bakınca konunun daha anlaşılır olduğunu düşünüyorum.

Mimari tercihler daha çok taşıyıcı sistemin sağladığı olanaklarla güçlendirilmiş. Seçilen sistem kolonsuz yapının dışını saran çapraz ızgara kabuk ile asansör bölgesindeki düşey taşıyıcı perdeler yapıda kolonsuz duvarsız, mimari tasarımı kısıtlamayan bir ortam yaratmış. Yapı devasa bir prizma olmasının yaratacağı hantal görüntü içinin oyulması ve altı boş konsol ile kitlenin etkisi hafifletilmiş, alışılmadık, şaşırtıcı bir biçime dönüştürülmüş.

Yukarıdaki özetleme dışında yapının sismik, yangın güvenliği ve benzeri konularda ileri düzeyde irdelendiği vurgulanıyor. Ancak, yapının kağıt üzerinde sıraladığım özelliklerine karşın, kamuoyunda yarattığı etki iyi değil. O nedenle, 2013 yılında kamuoyuna Çin Halk Cumhuriyeti bu tür alışılmamış biçimlerde tasarlanan yapıların yapılmaması kararının alındığı duyuruldu. Bu karar yazımın başında dile getirdiğim “güç gösterisi” ile ilişkilendirilerek alınmışsa sağlıklı bir durum olarak değerlendirilmelidir.

©Yapı Dünyası Dergisi 2016 Sayı: 2016/240-241 de yayınlanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir