İzocam EVF’de Multi Konfor Bina Çözümlerini Tanıttı
10. Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı’na (EVF) katılarak, yalıtım ve multi konfor binaların enerji verimliliğindeki katkısına dikkat çeken İzocam, kentsel dönüşümün Türkiye’de konutlarda enerji verimliliğinin artırılması için çok büyük bir fırsat yarattığı görüşünde. İzocam, 11-12 Nisan’da Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilen EVF’ndaki standında sıfıra yakın enerjili binalara erişimde multi konfor bina çözümlerini ve enerji verimliliğine katkılarını anlattı.
İzocam, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayesinde 11-12 Nisan tarihlerinde Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen 10.Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı’na (EVF) katılarak multi konfor bina çözümlerini ve enerji verimliliğine katkılarını anlattı.
Enerji verimliliği konusunu en önemli gündem konusu olarak benimseyen İzocam, her platformda yalıtım-enerji verimliliği-multi konfor evler ilişkisinin altını çiziyor. Yalıtım ile sağlanacak enerji verimliliğinin ülke ekonomisine sağlayacağı büyük katkıya dikkat çeken Saint-Gobain Türkiye CEO’su Levent Gökçe, en fazla enerji verimliliğine multi konfor binalar ile ulaşıldığını ve kentsel dönüşümün bu çerçevede büyük bir fırsat sunduğunu belirterek şunları söyledi. “Türkiye’ye baktığımızda 2018 yılında enerji hammaddeleri ithalatı %15,6 artışla 43 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Son 10 yılda enerji ithalatımızın ülke ekonomisine bedeli 439 milyar dolar. Tükettiğimiz enerjinin dörtte üçünden fazlasını dışarıdan ithal ediyoruz. Bu düzeyiyle toplam ithalat içinde %19,3 payı olan enerji ithalatı, 55 milyar dolarlık 2018 yılı dış ticaret açığının en önemli kısmını oluşturuyor. Cari açığı daha düşük seviyelere indirmek ve enerjide aşırı dışa bağımlılığımızı azaltmak açısından binalarımızda yapacağımız enerji tasarrufu büyük önem taşıyor. Doğru malzeme ve uygun kalınlık ile yalıtım yapılan binalar enerji tasarrufu için atılacak en büyük adımdır. En yüksek enerji tasarrufunu sağlayan çözüm ise multi konfor binalardır.”
Sıfıra yakın enerjili ev kavramından türemiş ve biyo iklimsel tasarımı hedefleyen, sürdürülebilir, ekolojik, ekonomik ve sosyal etmenleri göz önünde bulunduran “Multi Konfor Binalar”, yüksek enerji tasarrufuyla birlikte azami ısıl konforu sunuyor. Kusursuz akustik ve görsel konfor, kaliteli iç ortam havası, yangın korunumu ve güvenliği sağlayan, hem iç mekânlarda hem de dış mekânlarda son derece esnek tasarım çözümleri barındırabilen Multi Konfor Binalar en az % 90 enerji tasarrufu hedefliyor. Bu binalar, Türkiye gibi enerjisinin dörtte üçünden fazlasını ithal etmekte olan ülkelerde dışa bağımlılığı azaltıcı katkılar sağlıyor.
Özellikle çarpık yapılaşma içindeki niteliksiz konut stokunun hızla ve güvenli yenilenmesi, etkin enerji verimliliği sağlanması, sağlıklı çevre ortamına kavuşulması açısından kentsel dönüşümü önemli bir fırsat olarak gördüklerini belirten Gökçe, “Kentsel dönüşümde yapılacak binaların enerji tüketimlerinin daha fazla sınırlandırılması; AB’nin 2020 hedefleri gibi Türkiye’nin de İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı ve Enerji Verimliliği Strateji Belgesindeki hedeflerini destekleyecek, yenilikçi uygulamaların yaygınlaşmasını sağlayacak. Bu çerçevede kentsel dönüşümün en etkin ve verimli şekilde kullanılması gerekiyor. Isı ve ses yalıtımlı, enerji verimliliği yüksek, yangın güvenliği sağlanmış yeni binaların inşa edilmesi enerji tüketimini sınırlandıracak. Türkiye’deki 2018 sonu itibariyle, 9,5 milyonun üzerindeki bina stokunun iyimser bir tahminle sadece yüzde 15,8’i TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kurallarına uygun yalıtılmış durumda… Bu rakam 24,2 milyon üzerindeki mevcut konut sayısında yüzde 33’ünü kapsıyor. Kentsel dönüşüm bu rakamın daha da yükselmesine katkıda bulunurken, geleceğin ihtiyaçlarına göre şekillenmiş yönetmeliklerle bugünden yaşam alanlarımızı tasarlamak önemli olacak” dedi. Gökçe, mevcut binalar için “binalar veya bağımsız bölümlere ilişkin alım, satım ve kiraya verme ile ilgili iş ve işlemlerde EKB (Enerji Kimlik Belgesi) düzenlenmiş olması şartının aranmasına” ilişkin uygulama zorunluluğunun 1 Ocak 2020’ye ertelenmesinin ise, enerji verimliliği uygulamalarının sahada gelişimini geciktireceğine dikkat çekti.
Düşük karbon ekonomisine geçişte Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı 2017-2023’ün önemini vurgulayan Levent Gökçe, “Kamu binalarında enerji verimliliğinin artırılması için yıllık hedeflerin tanımlanması, Belediyelerin enerji verimliliğine ilişkin fırsatları belirlemesi ve önlemleri uygulaması, bina sektöründe ısı yalıtımı ile enerji verimliliğinin artırılması için son kullanıcıların bilinçlendirilmesi, doğrudan ya da dolaylı olarak desteklenmesi ve yükümlülükler getirilmesi, Enerji Kimlik Belgesi düzenlenmesine yönelik teknik ve idari kapasitenin geliştirilmesi ve bilinçlendirme çalışmaları yapılarak mevcut binalarda enerji kimlik belgesi sahiplik oranının artırılması, Sürdürülebilir yeşil binalar ile yerleşmelerin sertifikalandırılması ve çevresel etkileri kapsayan yeşil sertifika kullanımının yaygınlaştırılması, Mevcut durumda yeni ve satın alınacak/kiralanacak binaların C olan asgari enerji performans sınıfının B veya A sınıfına yükseltilebilmesi için yapılacak yatırımların özendirilmesi, bina sahiplerine doğrudan ya da dolaylı destekler sağlanması, Enerji verimliliği önlemleri için gerekli yatırımların tasarruflar ile karşılanmasına olanak sağlayan Enerji Performans Sözleşmeleri (EPS) kullanarak kamu binalarında enerji verimliliği yatırımlarının artırılması, KOSGEB tarafından KOBİ’lere uygulanan etüt desteğinin kamu dışındaki belirli büyüklüklerdeki etüt yaptırma zorunluluğu bulunmayan ticari ve hizmet binalarında da uygulanacak şekilde genişletilmesi, Enerji verimliliği projelerinin destekler veya düşük faizli kredilerle uygulanmasının yaygınlaştırılması, Sektör işbirlikleri ile her bir sanayi alt sektöründeki enerji yoğunluklarının en az %10 oranında azaltılması, Verimlilik artırıcı proje uygulama süreçlerinin iyileştirilerek tasarruf potansiyeli yüksek olan projelerin desteklenmesi enerji verimliliği sektörü için önemli kaldıraç vazifesi görecektir” dedi.
BM’ye sunulan Ulusal Katkı Beyanı (NDC) hedeflerine ancak yalıtım ile ulaşılabileceğine de değinen Gökçe, “Beyanda yeni yapılan konut ve hizmet binalarının Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği’ne uygun şekilde, enerji etkin olarak inşa edilmesinin gerekliliği yer alıyor. Diğer yandan binalarda Enerji Kimlik Belgesi oluşturularak sera gazı salımlarının kontrol altında tutulması ve enerji tüketimlerinin yıllara bağlı olarak azaltılması zorunluluğu da vurgulanıyor. NDC beyanında yeni ve mevcut binaların enerji verimli hale getirilmesinde vergi azaltımı, kredi gibi teşvik kanallarının geliştirilmesi gerekliliği ise bir kez daha hatırlatılıyor. NDC’de yer alan hedeflere ulaşılması için yeşil bina, pasif ev, sıfır enerjili ev tasarımlarının yaygınlaştırılması ile enerji ihtiyacının minimuma indirilmesi önem taşıyor. NDC’nin Binalar ve Kentsel Dönüşüm bölümünde yer alan pasif evlere ulaşılması sadece doğru tasarım ve kalın yalıtım uygulaması ile mümkün olabilir” dedi.
İzocam, 50 yılı aşkın süre boyunca 200 milyon ton petrole eşdeğer (TEP) enerji tasarrufunun gerçekleşmesine katkıda bulundu. İstanbul iklim şartlarında, 15 milyar m² çatının 100 mm kalınlığında İzocam Camyünü şilte ile yalıtılmasında sağlanacak tasarrufa eşdeğer olan bu rakam, aynı zamanda 12 bin 500 hastane, 29 adet Marmaray (ilk hat açılışı ve istasyonların maliyeti 3,3 milyar dolar) ve 3 yıllık turizm gelirimize de eşdeğerdir. 15 milyar m² ise 2 milyon 300 bin futbol sahası büyüklüğüne ya da KKTC’nin 5 katı bir alana eşittir.