Bilimsel Bir Yöntem Olarak Yapısal Güçlendirme

Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER): Bilimsel Bir Yöntem Olarak Yapısal Güçlendirme

Mustafa Görkem YILDIZ
DEGÜDER Başkanı

Türkiye’de deprem, artık tartışmaya gerek duyulmayan bir gerçeklik. Bu doğal olgu karşısında toplum olarak yapmamız gereken şey, yıkıcı etkilerini en aza indirmek. Depremi engellemek mümkün değil ama etkilerini sınırlamak bizim elimizde. Bunu da ancak bilimsel, teknik ve uygulanabilir çözümlerle sağlayabiliriz. Yapısal güçlendirme tam da bu noktada karşımıza çıkan en etkili yöntemlerden biridir.

Yapısal Güçlendirme: Teoriden Pratiğe Kanıtlanmış Bir Yöntem

Yapısal güçlendirme bir tercihten öte bilimsel bir zorunluluktur. Deneylerle geliştirilmiş, mühendislik kurallarıyla sınırları belirlenmiş, uygulama sahasında başarısı defalarca kanıtlanmış bir yöntemdir. 6 Şubat depremlerinde güçlendirilmiş hiçbir yapının göçmemiş olması bu yöntemin güvenilirliğini açıkça ortaya koymuştur. Ayrıca güçlendirme projelerinde uygulama ve denetim süreçlerinin yeni inşaata göre çok daha sıkı tutulması da, bu yöntemin güvenliğini artıran önemli bir etkendir.

İstanbul’un Gerçek Tablosu ve Harekete Geçme Zorunluluğu

İstanbul özelinde konuşmak gerekirse, elimizde eksiksiz bir yapı envanteri bulunmasa da kamuya açık verilere göre kentte yaklaşık 150 bin binanın çok yüksek riskli olduğu öngörülüyor. Bu yapıların çok büyük bölümü, yıkıma gerek kalmadan, doğru mühendislik uygulamalarıyla güçlendirilerek güvenli hale getirilebilir. Ancak bunun için öncelikle bu yapıların sistematik olarak tespit edilmesi ve ardından gerekli yasal ve teknik adımların hızla atılması gerekiyor. Bir 25 yılı daha bekleme lüksümüz yok.

Kentsel Dönüşüm Kavramının Gerçek Anlamı

Ne yazık ki kentsel dönüşüm denince akla hâlâ yalnızca yıkıp yeniden yapmak geliyor. Oysa bu dönüşüm, teknik, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla çok daha geniş kapsamlı değerlendirilmelidir. Güçlendirme; daha düşük maliyetli, daha çevreci ve sosyal dokuyu bozmadan uygulanabilen bir çözüm olarak kentsel dönüşümün ayrılmaz bir parçasıdır.

Ekonomik ve Sosyal Açıdan Gerçekçi Bir Çözüm

Yapısal güçlendirme, yıkıp yeniden yapmaya göre ortalama beş kat daha ekonomik bir yöntemdir. Ayrıca bu yöntem, insanların yaşadığı çevreden kopmadan, kent hafızasını koruyarak güvenli yapılar sunar. Özellikle sosyal bağların güçlü olduğu mahallelerde güçlendirme, hem psikolojik hem sosyolojik bütünlüğü korumanın en etkili yoludur.

Çevresel Etkiler Açısından Avantajlı Bir Yöntem

Yeni yapılar inşa etmek büyük miktarda kaynak tüketimine, karbon salımına ve moloz atığına neden olurken; güçlendirme mevcut kaynakları kullanmaya devam eder. Karbon ayak izinin azaltılması ve çevreye verilen zararın en aza indirilmesi açısından bakıldığında da güçlendirme çok daha sürdürülebilir bir tercihtir.

Yasal, Teknik ve Finansal Engeller Aşılmalı

Yapısal güçlendirmenin yaygınlaşmasının önünde hâlâ teknik, hukuki ve finansal bazı engeller bulunuyor. Örneğin mevcut yasal düzenlemelerde aynı yapının farklı yönetmeliklere göre birden fazla değerlendirmeye tabi tutulması gerekebiliyor. Bu da hem zaman hem de maliyet kaybına neden oluyor. Bununla birlikte, güçlendirme projelerine özel teşviklerin ve finansal desteklerin artırılması, sürecin önünü açacaktır. Düşük faizli kredilerin erişilebilir hale gelmesi ve KDV teşviklerinin güçlendirme projelerinde de uygulanması önemli adımlar olacaktır.

Kamu, Yerel Yönetimler ve Sivil Toplum İş Birliği Yapmalı

Yapısal güçlendirme konusunda kamu kurumları, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları arasında güçlü bir iş birliği gerekiyor. Bugüne kadar birçok çalıştayda bu konudaki sorunları masaya yatırma ve çözüm önerileri geliştirme fırsatı bulduk. Bu süreçte ulaştığımız temel sonuç şu: Yapısal güçlendirme, yalnızca teknik bir mesele değil; aynı zamanda koordinasyon, mevzuat, kaynak ve toplumsal farkındalık bileşenlerinin bir arada düşünülmesini gerektiren bütüncül bir süreçtir.

Teknik Yeterliliğin Önemi ve Doğru Uygulayıcı Seçimi

Güçlendirme projelerinde en sık karşılaşılan sorunlardan biri uygulama kalitesidir. Bu alanda faaliyet gösteren firmaların teknik yeterliliklerinin artırılması, kullanılan ürünlerin test edilmesi ve uygulamaların standartlara uygun şekilde gerçekleştirilmesi büyük önem taşır. Vatandaşların da bu süreçte yalnızca fiyat odaklı değil, kalite odaklı tercihler yapmaları gerekmektedir.

Toplumsal Farkındalık Artmalı

Deprem bir gün mutlaka olacak. Bunu önleyemeyiz ama bir felakete dönüşmesini engellemek elimizde. Toplum olarak artık gündelik tartışmalardan sıyrılıp bu gerçekle yüzleşmeli ve yapısal güçlendirmeyi bireysel ve kamusal bir sorumluluk olarak görmeliyiz. Bu konuda ikinci bir şansımız olmayabilir.

Sonuç: Güçlendirme Felaketi Önlemenin Anahtarıdır

Yapısal güçlendirme, mühendisliğin sağladığı imkânlarla, toplumsal yaşamı kesintiye uğratmadan, ekonomik, çevresel ve sosyal açıdan sürdürülebilir bir çözüm sunar. Tüm bu özellikleriyle güçlendirme, yalnızca bina güvenliği değil, yaşam güvenliği için de en etkili yoldur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir