Cumartesi Aurası Beral Madra’yı Ağırlıyor
Mimarlık ve şehircilik alanında disiplinler arası araştırmaların yapıldığı tartışma ve eğitim platformu İstanbul Mimarlık ve Şehircilik Araştırmaları Akademisi – AURA İstanbul, Cumartesi Aurası konferans dizisi kapsamında sanat eleştirmeni ve küratör Beral Madra’yı ağırlıyor.
Mimarlık, iç mimarlık, kentsel tasarım ve peyzaj konularıyla ilgilenen genç katılımcılara tek yarıyıllık yoğun bir çalışma ortamı sunan İstanbul Mimarlık ve Şehircilik Araştırmaları Akademisi – AURA İstanbul’un 2017 yılından bugüne herkesin katılımına açık ve ücretsiz olarak düzenlediği Cumartesi Aurası disiplinler arası konferans dizisi, 2022 yılı Güz Dönemi itibarıyla AURA İstanbul’un Beşiktaş’ta yer alan merkezinde yüz yüze olarak devam ediyor.
Mimarlık, şehircilik, sanat, edebiyat, teknoloji ve felsefe dallarında tartışma, buluşma ve farkındalık ortamı oluşturmayı hedefleyen Cumartesi Aurası konferans dizisi, 17 Aralık Cumartesi günü saat 15.00’te, Türkiye’nin ilk kuşak küratörleri arasında yer alan, sanat eleştirmeni ve küratör Beral Madra’yı “Chto delat? Ne yapmalı?” başlıklı konferansıyla ağırlıyor.
Chto delat? Ne yapmalı?
“21.yüzyılın – iyimser beklentilere karşın siyasal, ekonomik, kültürel açıdan fırtınalı geçmekte olan – ilk çeyreğini bitirmek üzereyiz. Son dönemde artık Zombi-Kapitalizm, Hakikat Sonrası gibi kavramlarla tanımlanan bu dönemi daha da zorlayan ve binleri öldüren koronavirüsü pandemisi göğüslendi.
Mikro ve makro düzen ve yaşam koşulları şimdiden çok da tahmin edemeyeceğimiz bir biçimde değişmek ve başkalaşmak zorunda kalırken, kapitalizmin en verimli ama eleştirel içeriğe sahip olduğu için bir o kadar da ikilemli küresel kültür sanayisi de bu süreçle baş etmek ya da uyum sağlamak için çözümler üretmeye başladı. İkilemin sanatın özgür ve bağımsız söylemleri ile sınırlayıcı ve çıkarcı siyasal ve kapitalist ideolojiler arasındaki çatışkı dolayısıyla oluştuğunu belirtelim.
Türkiye’de çağdaş sanat, görsel sanat, güncel sanat olarak tanımlanan sanat yapıtı üretiminin ve üretime bağlı etkinliklerin AB ve ABD kültür ve sanat sistemi ile belirlenmiş küresel sanat sisteminin içinde var gücüyle yer almaya çalıştığını söyleyebiliriz. Bu çaba devletin, yerel yönetimlerin mevcut politikalarının gündeminde yer almıyor ve kamusal bir ivmeye sahip değil. Özel sektör yatırımları ya da bağımsız girişimler (çağdaş sanat müzeleri, bienaller, galeriler, sanatçı girişimleri gibi) kendi çıkarları bağlamında bu sektörü canlı ve diri tutmaya çalışıyor. Görsel sanatın günümüzdeki en önemli özelliği de epistemolojik açıdan üstünlük içeren görsel dilin (dijital fotoğraf ve video) içerdiği göndermelerin şifresini çözmek ve kitleye katılım, algı, yorum ve eleştiri olanağı vermektir.”
Stoneline desteğiyle düzenlenen etkinliğe katılım herkese açık ve ücretsiz olacak.