Mimarlığın Gündemi-2

Mimarlığın Gündemi-2

Cihat UYSAL, Mimar Y. Mühendis

Mimarlığın bünyesinde teknoloji ve sanat, toplumun ihtiyaçlarına hizmet etmek üzere bütünleşmiştir.
Juhani Katainen – ACE Bşk.

Geçen sayıda mimarlık eğitimi üzerine ülkemiz gündeminin koşullarının pek sağlıklı olmadığını, özellikle, mimarlık söyleminde ve yapılan program çalışmalarında teknik ve teknoloji kavramlarından hiç söz edilmediğini vurgulamıştım. Bu yazıda, Mimarlar Odası Dergisinin 351. sayısında yer alan, ACE (Avrupa Mimarlar Konseyi) yetkililerinin görüşlerini, öngörülerini bu yazının boyutlarına uygun ölçekte özetlemeye çalışacağım.

ACE Bşk. J. Katainen yazımın başında alıntı yaptığım cümle ile başlıyor konuşmasına. Mimarlık mesleğinin kamu yararını gözeterek, adil ve uygun yasal düzenlemelerle örgütlenmesine ve uygulanmasına ihtiyaç duyulmuştur diyor. Bu sözlerle, Avrupa’da da küreselleşmeye karşı bir tavır olduğunu anlıyoruz.

ACE Eğitim Çalışma Gr. Bşk. F. Makavenyi, “kuramsal ve uygulamaya yönelik yaklaşımların her ikisinin de aynı önemde ele alınmasını” öneriyor. Son dönemde gündeme gelen “e-learning” yani sayısal ortamda öğrenim önerilerine “bakalım ardından ne gelecek” diyor, bu yaklaşımlara kuşku ile bakıyor. Sanırım mimarlık eğitiminin mektupla öğrenim gibi bir kapsamda ele alınmaması gerektiğini söylemek istiyor. Ayrıca, “…örneğin, mimarlık mesleğinden ne anlaşıldığını ve toplumda mimarların rolünün ne olduğunu tanımlamak kolay değildir.” diyerek mesleğin gündemine yönelik kuşkusunu vurguluyor.

ACE Avrupa Mimarlık Politikaları Forumu Bşk. R. Docter, “mimarlığın toplumsal anlamı ve mimarın toplumdaki rolünden sözetmek istiyorum, çünkü, kalite ve sorumluluktan söz edildiği zaman değinmemiz gereken mimarlığın tam da bu boyutudur” ; “mimar, tasarım ve yapım aşamasında sahneye çıkmaktadır. Ancak, bu konudaki tartışmaları etkileyecek türden bir pozisyon alınması ve geleceğe yönelik görüşlerin geliştirilmesi, 20. Yüzyıl’da yeni bir mücadele alanı oluşturacaktır.” ; “…çevre sorunları mimarı sıfır karbonlu yapılar gibi alışılmışın dışında çözümleri geliştirmesini gerektirecektir” ; “ bana göre iyi mimar yetiştirmenin zorunlu yolu, rehberlik sistemidir, …mimarlık ve mimar, tek başına tasarım demek değildir, tasarımın çok ötesinde bir şeyler söz konusudur.” diyor.

Dergiden alıntı yaptığım yazılarda yeterince ayrıntı yok, ancak, yine de özetlenen genel bir fikir veriyor. Görüldüğü gibi Avrupa’nın gündeminde yer alan mimarlık tartışmaları da mimarlık eğitimi ve tasarımı konusunda durumun pek iç açıcı olmadığını gösteriyor. Yine de, mimarlık eğitiminin gelişmesi için Avrupalıların eriştikleri öngörü ortamı teknik ve teknolojiyi öne çıkarmaktan vazgeçmiyor. Diğer bir farklılık da mimarlık etkinliğinin toplumsal örgütlenmeye eklemlenmekte eriştikleri gelişmişlik düzeyi, mimarlığın geleceğine ilişkin öngörülerinin daha gerçekçi bir düzeyde olmasını sağlıyor.

Günümüzün düşünürlerinden David Harvey, çevremizde olan bitenleri küreselleşme ile birlikte adaletsizliğin, kuralsızlığın sonuçları olarak değerlendirmektedir. Yeryüzünde yoksulluk ve sağlık sorunları uçurumlar yaratmışken ortaya konan “dünyanın en büyük…“diye başlayan yapı ve donanımların gösteriye dönüştürülmesini mekansal fetişizm olarak değerlendiriyor… Ve de Gehry’lere, Hadid’lere bakarsak yerden göğe haklı.

Sonuç olarak, her türlü teknik ve teknolojinin, tasarım ve uygulamalarda gözden uzak tutulmaması gerekir, bu mimarın mesleki sorumluluğunun ayrılmaz parçasıdır. Ancak bu anlayışla mimarın yapı ve çevrenin üretimine katılması sağlanacaktır. Eğitim sonrası eksik kalan ve eğitim sisteminin erişemediği alana erişim sağlanacak, biriken deneyim ve bilgi birikimi mevcut uygulamaların sorgulanmasını ve işlevsel dönüşümünü hızlandıracaktır. Bugün hatalar ile eğitilmeye yönelik akıldışı gidişin içindeyiz. Ne var ki, nimetlerini tadamadan aydınlanma çağı geçti gidiyor.

©Yapı Dünyası Dergisi 2010

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir