Proje Müdürlüğü

Proje Müdürlüğü

Dr. Latif Onur UĞUR

Üyesi bulunduğum ve çoğunlukla inşaat mühendisi kökenli üyelerin, mesleki uygulamalar ve bilgi talepleri/paylaşımları ile ilgili e-postalarının iletildiği bir mesaj grubunda, birkaç gündür yer alan bir konu üzerine yazılanları paylaşmak istiyorum sizlerle. Yeni mezun olmuş bir meslektaşımız kariyer planlamasında kendisine Proje Müdürlüğü’nü hedef seçmiş (bence çok da güzel yapmış). Fakat bu yere nasıl ulaşılabileceği konusunda da aklında bazı soru işaretleri bulunmakta. Bu konuda grup üyelerinin fikir, öneri ve yönlendirmelerini rica etmiş. Aşağıdaki paragrafta kendi ifadeleri ile bu durumu dile getirmiş.

Tüm meslektaşlarıma iyi günler diliyorum. Benim merak ettiğim bir konu var. Ben bu sene mezun olmuş bir inşaat mühendisiyim. İleriki kariyer hedefim olarak proje müdürlüğünü seçtim. Siz deneyimli abilerime ve ablalarıma sormak istiyorum. Sizce iyi bir proje müdürü olmak için kendimizi nasıl geliştirmeliyiz? Sanırım bu işe öncelikle planlama mühendisi olarak adım atmak gerekiyor. Peki proje müdürleri sadece planlamadan mı yetişir yoksa saha mühendisi olarak başlayıp da aynı pozisyona yükselebilir miyiz? Bu soruyu iş teklifi aldığım planlama mühendisliği ve saha mühendisliği pozisyonları arasında tereddütte kaldığım için soruyorum. Hepinize iyi çalışmalar…

Vakit bulan ve kafa yorup hem bu genç arkadaşımıza faydalı olmaya çalışan hem de fikirlerini paylaşma inceliği gösteren meslektaşlarımızın ifadelerinden bazıları da aşağıda ilginize sunulmuştur. Herkesin kendi fikir ve deneyimlerinden vardığı sonuçlarda ayrı ayrı önemli hususlar bulunmakla birlikte, hepsinin bir arada incelenmesi tablonun tamamının anlamlandırılması açısından faydalı görülmektedir.

Planlama mühendisliği ve özellikle de proje müdürlüğü, saha deneyimi ve bilgisi olmadan sağlıklı şekilde yapılamaz. Saha deneyimi şart. Ama her saha mühendisliği işi gerekli deneyimi vermez. Bu hem görevine hem de sana bağlı. Öncelikle sahada işlerin nasıl yürüdüğünü, nasıl eleman idare edildiğini öğrenebileceğin bir iş olmalı. Girişken olup işçilik, malzeme, ekipmanla ilgili bilgileri toplamayı ve değerlendirmeyi öğrenmelisin. Saha mühendisleri genelde ofisten kopuk olur, işlerinin sadece imalatı takip ve yönlendirme olduğunu düşünürler. Oysa artık proje yönetiminde de saha mühendisinden beklenen çok işler var (metraj, as-built çizim, iş analizi…). Bir sonraki aşamada planlama mühendisliğine geçtiğin zaman asıl zor olanın sahadan gerçek verilerin toplanması olduğunu göreceksin.  Sana tavsiyem, öncelikle sahada işe başlaman ve çalışırken planlama ve ofis çalışmaları için nelere ihtiyaç olduğunu, bunları yapabilmek için sahada ne tür bir organizasyon olması gerektiğini düşünmen. İyi kurumsallaşmış, planlamayı sadece ofiste bırakmayıp sahaya da taşımış bir şirkette çalışman işini oldukça kolaylaştırır. Yüksek lisans veya en azından sertifika sahibi olmadan planlama mühendisi olarak kabul edilmen biraz zor. Sen gerçekte çok iyi bir planlamacı bile olsan bunu kaşındakine anlatamazsın. Bu yüzden belli bir süre sahada çalıştıktan sonra bu yönde bir eğitim almayı düşünmelisin. Şanslıysan hem çalışıp hem de eğitimine devam edeceğin bir iş bulabilirsin. Çalışma hayatında başarılar dilerim. (Cafer Levent Yazgan)

Sevgili Meslektaşım,

Saha mühendisliği yapmadan kesinlikle planlama bölümünde çalışma. Yoksa hayatın boyunca katip olursun. Veya bilgisayar operatörü… Önce sahada, işin göbeğinde iş nasıl yapılıyor onu öğreneceksin… Sonra tabii ki planlama ve kalite kontrol ve diğerleri… Kısacası her bölümde çalışman gerekiyor. Kendince bir oryantasyon programı gibi yani. Bunu şirketin sağlarsa ne ala, yoksa sen programlayacaksın. İyi bir Proje Müdürü olmak için yönettiğinin her bölümü en az o bölümün şefi veya müdürü kadar bilmen gerekiyor. En azından temel prensiplerini ve işleyişini ki kukla müdür olmayasın. Zaten bizim sektörde kukla proje müdürü pek olunmaz. Bunların dışında liderlik özelliğin yoksa zaten başarılı bir proje müdürü olamazsın. Kısaca tecrübe, kendini yetiştirme, yönetim becerisi ve liderlik… Kolay gelsin. (TK)

…Bey;

Proje müdürü olmanın bir okulu yok fakat fikrimi sorarsan;

Liyakat ve sadakat çok önemli,

İnsan ilişkileri ve disiplin de lazım.

Mesleki bilgi ve kültür elzem,

Disiplin ve istikrar şart.

Güleryüz ve yabancı dil olmalı,

Anlayış ve empati işe yarar.

Planlı olmak ve programlı çalışmak her zaman bir zorunluluk,

Üzerine aldığın görevi ufak da olsa tam zamanında ve bütçesi içinde bitirmeye ilk yıllardan alışmak gerek.

Araştırmayı seven ve yeniliğe açık olanlar bir adım önde olur,

Sabırla çalışmanın ve şirket haklarını korumanın önemini de ifade etmek gerekir herhalde…

Şans faktörünü ihmal etmeyelim.

Proje bilgisi olmadan pratik uygulamaların topal olduğunu,

Pratik bilgi olmadan proje müdürü olunamayacağını yazmadan geçemeyeceğim.

Sana bol şans dilerim, “çıtayı yüksek tutmayan proje müdürü alçak çıtaların müdürü kalır” saygılar sunarım, kolay gelsin. (Hakan Kömek)

Sevgili Kardeşim…,
Öncelikle meslek hayatında başarılar dilerim. Bir hedef belirlemiş olman sana bazı zamanlarda çok yardim edecektir. Ancak benim kişisel önerim; bir Proje Yönetimi kitabı bularak indeksini incelemen. Bu indekse göre sadece planlamanın önemli olduğunu düşünmek bence proje müdürlüğünü küçümsemek olur. Kendi notlarımın arasından sana kolaylık olacağını düşünerek bu başlıkları yazıyorum (Kaynak: Project. Management Body of Knowledge kitabı)

1- Kapsam (Scope) Yönetimi
2- Zaman Yönetimi
3- Maliyet Yönetimi
4- Kalite Yönetimi
5- İnsan Kaynakları Yönetimi
6- İletişim Yönetimi
7- Risk Yönetimi
8- Satın Alma Yönetimi

Benim kişisel kanaatim, uluslararası bir proje müdürünün öncelikle sözleşme ve maliyet yönetimi konusunda çok bilgili olması gerektiğidir. Umarım bir miktar daha yol gösterici olabilmişimdir. Kolaylıklar dilerim. (Alper Tasel)

Selam genç arkadaşım, ben kendi fikrimi söylemek istiyorum: Planlama Mühendisi 10 sene çalışsa da Autocad başında bilgisayar karşısında oturur, sabah işine gider akşam evine gider yetişmesi gereken proje olmadığı sürece normal bir insan hayatı yaşar. Ofisten arkadaşlarıyla halı saha maçına gidebilir hatta çoluğu çocuğuyla piknik bile yapabilir, ama iş yetiştirmek zorunda olmadığı sürece tabii. Ofiste çalışır, klimalı bir ofistir bu genelde. Soğukta beli tutulur bazen arkadaşlarıyla ”ulan gene klima beni hasta etti ya” falan gibi konuşmalar yapar. Yemek saati bellidir, temiz yemekhanesinde masa örtüsü bile olan yemekhanede yer yemeğini planlama mühendisi. Çoluğu çocuğu “baba şuram ağrıyo” dediğinde yanında olan, onları alıp hastaneye giden, ateşlenen çocuğunun yanında sabaha kadar oturabilen, eşiyle dostuyla hafta sonları Taksim’de Çicek’e gidip gülüp eğlenebilen normal insanlar gibi yaşayabilen, maaşı bugünkü şartlarda (özel şirkette çalışıyorsa 10 sene çalışsa dahi) en fazla 3 olan, ki bu ona geçinmek için fazla fazla yetecek bir paradır, yükseleceği yer ofiste proje müdürlüğü olan, altında evine gitmek için bir arabası bile olabilen (eğer şirketin servisi yoksa tabii) kimsedir… Gelelim saha mühendisine; planlama mühendisi denen mühendisin veya teknik ressamın çizdiklerini sahada bin bir nazlı ve bin bir mazeret üretebilen ve 45 defa anlatsan da gene kendi bildiğini yapan bir ustaya bir teknisyene bir formene bir teknikere yaptırmaya çalışan, her şantiyede ömründen bir sene giden, günde 18 saat çalışan hiçbir standardı olmayan, sabaha kadar çalışıp ardından bayılana kadar gene çalışmaya devam eden, günde en az 1 paket sigara tüketebilen, sahada her işe koşan veya şantiye şefi tarafından koşturulan, aile hayatı nerdeyse olmayan (çok anlayışlı bir hanım bulmadığı, severek evlenmediği ve devam ettirmek zorunda olduğu bir evliliği olmadığı sürece) kimsedir. Hatta saha mühendisliği öyle bir iştir ki, evlenmek için bile en fazla 3 gün izin verirler adama. Aldığı maaş çalışmaya başladıktan 2 sene sonra, bugünkü şartlarda en az 3 olan ve paranın çoğunu içkiye sigaraya harcayan veya eve göndererek bir nevi aile babalığı mevkisini devam ettiren heriftir. Hiç küfür bilmeyen biri olsa dahi şantiyeye adım attığının 2. haftası, tüm küfürleri bir cümle içine sıkıştırabilecek yeteneği çok kısa sürede edinen, “hemen sinirlenmemeyi” öğrenen, karşısındakiyle küfürleşse bile birkaç saat sonra hiçbir şey olmamış gibi gene işine devam eden, acil durumlarda en çok sıkıştırılan ”bu niye böyle” diye sorulan saha mühendisidir ve şantiye tozu yutan şantiyede içtiği, yediği, onun ömrüne ömür katan şartlar ne olursa olsun; kendine “benim burada ne işim var yahu”  diye sormayacak kadar yaptığı işten zevk alan, evine ailesinin yanına gittiğinde (gidebilirse) 5 gün sonra oradan sıkılıp şantiyeye dönmek isteyen,  telefonunda “en az” 1500 telefon numarası kayıtlı olan, ailesiyle ayda bir (o da yurt içi şantiyesi olursa) görüşebilen, ofis denen yeri bir çadır, şansı varsa bir konteyner olan ve akşam yatacağı yeri yorgunluktan zor bulan, şantiye şefliğinden sonra proje müdürlüğüne yükselen bir mühendistir… Evet, ikisi de Proje Müdürü olabiliyor görüyorsun, önemli olan tercih… Kısa ve esprili bir özetle, sana abartmamaya çalıştım arkadaş… Meslek hayatında başarılar. Tercih senin, tabii inşaatçı olman veya elektrikçi veya makinacı olman bir şeyi değiştirmez; hepsi aynı yola çıkıyor. Hangisi ne özveriyle proje müdürü oluyor anladın sanırım… (Volkan Sucular)

Son olarak olaya biraz da mizahi taraftan yaklaşmanın renk katacağını düşünen bir grup üyesinin (isim belirtmemiş) konuyla ilgili bir fıkrasını ekleyerek yazımızı bitirelim.

Adamın biri, yalnız yaşadığı evini renklendirmek amacıyla papağan benzeri bir kafes kuşu almak istemiş. Gittiği satıcı, adama kuşları tanıtırken birden adamın dikkatini arkadaki maymun çekmiş. Kaç para bu diye sormuş. Satıcı 500 dolar olduğunu ama isterse farklı yetenekteki diğer maymunlarını tanıtabileceğini söylemiş. Adamın isteği üzerine sırayla göstermeye başlamış: bakın bu maymun bilgisayar kullanabiliyor ve bu yüzden 1000 dolar, bakin şu yan taraftaki Netcad ve Autocad de biliyor ve fiyatı tam 2000 dolar. Ancak bizim adamın dikkatini, en arkada bir masada sadece oturan ve etiketinde tam 5000 dolar yazan en pahalı maymun çekmiş ve sormuş haliyle satıcıya, neden bu maymun bu kadar pahalı diye? Satıcı zorlanmış cevaplarken, vallahi demiş bende tam bilmiyorum neden bu kadar pahalı. Onu geçenlerde getirdiler ve adına “Proje Müdürü” diyorlar!

Siz ne dersiniz?

©Yapı Dünyası Dergisi 2008 Sayı 2008/145 de yayınlanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir