İzocam, Kurumsal Tutumlarını Yelken Sporu İle Denizlere Taşıdı
Yalıtım sektöründeki başarısını bu yıl kurduğu yelken takımı ile denizlere taşıyan İzocam, üst yönetiminden isimlerin de yer aldığı güçlü ekibiyle başarılı bir sezon geçiriyor. “Sürdürülebilir yarınların arkasında İzocam var” mottosuyla denizlere yelken açan İzocam Yelken Takımı, 5 kurumsal tutumunun da verdiği güçle denizlerde yol alıyor.
Yalıtım sektöründeki başarısını denizlere taşıyan lider marka İzocam, “sürdürülebilir yarınların arkasında İzocam var” mottosuyla denizlerde yelken açmaya devam ediyor. Profesyonel yarışçıların yanında Sailmaster ekibinden temel yelken eğitimi almış İzocam çalışanlarından oluşan İzocam Yelken Takımı, üst yönetiminden isimlerin de yer aldığı güçlü ekibiyle başarılı bir sezona imza atıyor. Bu yılın ilk yarısında katıldığı BAYK Bodrum Kış Trofesi ve MIYC Marmaris Kış Trofesi’nin ardından Eylül ayında Bosphorous Cup ve Ekim ayında Cumhurbaşkanlığı Kupası için yelken açacak olan İzocam Yelken Takımı, böylece 2022 yılı boyunca toplamda 4 trofe ve 34 yarışta yer almış olacak.
Doğanın gücünü (rüzgârı) arkasına alan ve fosil yakıtları azaltan çevreye duyarlı bir doğa sporu olan yelken, İzocam’ın misyonu ve tutumları ile de örtüşüyor. İzocam’ın kurumsal değerlerine en büyük gücü veren ve iş yapış şeklinin kılavuzu olan İzocam Tutumları, “Müşterimize yakınlık”, “Çeviklik”, “Yenilikçilik”, “Girişimcilik”, “Açık ve kapsayıcı bir kültür oluşturmak” şeklinde 5 ana başlıktan oluşuyor. İzocam üst yönetimi, yelken sporunda karşılık bulan her başlığın açıklamasını yaparak ekip ruhunu güçlendirmenin ve başarının sırrını paylaştı.
İzocam Genel Direktörü Murat Savcı: “Teknedeki hayat, girişimcilik ruhunu destekliyor”
2011 yılından bu yana yelken sporuyla ilgilenen İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, İzocam Yelken Takımı ile yarışlara katılan isimler arasında yer alıyor. İzocam’ın hikayesinin başladığı 57 yıl önce varoluş amaçlarını, doğal kaynaklara zarar vermeden, can ve mal güvenliğini dikkate alarak, enerji tasarrufu ve konfor sağlayan çevreci ve sürdürülebilir yalıtım çözümleri geliştirmek olarak tanımladıklarını hatırlatan Savcı, “Çıktığımız bu yolda, kaynakların verimli kullanılması, iklim değişikliği, sürdürülebilir yapıların inşası, enerji tasarrufu, çevreyi koruma ve yaşam kalitesini iyileştirme motivasyonu ile çalışan bir şirket olma özelliğimizi halen koruyoruz. Yelken sporunun özellikleri İzocam’ın bu misyonu ve tutumları ile örtüşüyor. Biz de Sailmaster iş birliğiyle sürdürülebilirliğe, küresel iklim değişikliği ile mücadeleye ve iyi yaşam hakkına dikkat çekmek amacıyla yelken açıyoruz. Yelken; deniz ve rüzgârla da birleşince her an beklenmeyeni beklediğimiz yanımızı güçlendiren, analitik ve stratejik düşünmeyi geliştiren, motor yeteneklerimize katkı sağlayan, insana hedefe giden yolda kararlılık veren ve mücadele ruhunu destekleyen bir spor dalı. Yelkeni kullanırken rüzgârı iyi hesaplamanız ve hava durumunu iyi tahmin etmeniz gerekiyor. Yelken sporunu yapanlar birçok veriyi aynı anda işleyerek daha doğru bir öngörüde bulunabiliyorlar. Bu anlamda, sorumluluk duygusunu ve liderlik özelliklerini güçlendiren teknedeki hayat, İzocam Tutumları’mız arasında yer alan ‘Girişimcilik’ ruhunu da destekliyor” diye konuştu.
Murat Savcı: “Yelken, açık ve kapsayıcı kültür anlayışımıza ışık tutuyor”
Açık ve kapsayıcı bir kurum kültürü oluşturmayı önemseyen İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, tüm sporcuların tek bir amaç için hedefe odaklandığı ve herkesin görevini yarış boyunca en iyi şekilde icra ettiği yelken sporunun, takım olma bilincini güçlendirdiğine de dikkat çekti. Yelken sporunda takımın gücünü; o takımdaki herkesin iş birliği, kalitesi ve yenilikçi yaklaşımlarının belirlediğini belirten Savcı, “Rekabet ve dayanışmayı bir arada barındıran yelken sporunda, takım içi dayanışma ve iş bölümü son derece önemlidir. Aynı şekilde ekip içi iletişimi de desteklemektedir. Görev ve sorumlulukların net bir şekilde dağıtılabilmesi, yaşanan endişelerin serbestçe konuşularak giderilmesi, hareket planının tüm ekip üyelerince kavranabilmesi için sağlıklı ve açık bir iletişim dili oluşturmak gerekir. Açık iletişim ortamı sayesinde takım içinde karşılıklı güven pekişirken, herkes rahatlıkla yapacağı işe odaklanabilir. Bu yönleriyle yelken sporu, gerçek iş yaşamını çok doğru bir şekilde yansıtmaktadır. Takım olma bilincini güçlendiren yelken, iş hayatında oluşturmamız gereken ve İzocam Tutumları arasında yer alan ‘Açık ve Kapsayıcı Bir Kültür Oluşturmak’ tutumumuza ışık tutmaktadır. Kurum içerisinde de iletişim ön planda tutularak, açık ve kapsayıcı bir kültür oluşturulduğunda sonuçlar başarıyla gerçekleşecektir” dedi.
Erdal Bozok: “Yelken, ‘Müşteriye Yakınlık’ tutumumuzla örtüşüyor”
İzocam Satış ve Pazarlama Direktörü Erdal Bozok ise yelkenin, doğaya zarar vermeden, insanın kendisini her defasında geliştirdiği, istikrarlı bir başarı hedeflenen, ekip içinde yakın bir iletişim gerektiren özel bir spor dalı olduğunu ifade etti. Aynı şekilde deniz üzerinde farklılaşabilen hava koşullarında yol alırken, aynı rotada ilerlediğiniz diğer teknelerle de yakın temas halinde ve dayanışma içinde olmanız gerektiğini belirten Erdal Bozok, “Bu başarı anlayışı, kurumsal kılavuzumuz olan tutumlarımızdan ‘Müşteriye Yakınlık’ tutumu ile örtüşmektedir. Yelkende yakın çalışmak ve içgörü hayati önem taşır. Biz de İzocam olarak bayilerimizin ihtiyaçları ve müşterilerinin içgörüsü ile hareket eden, onlarla yakın iletişimi önemseyen bir markayız. Bu tutumumuzu güçlendirmek amacıyla 21 ve 23 Haziran tarihlerinde farklı illerden gelen İzocam bayisi çalışanlarını İzocam yelkeninde ağırladık. Kalamış’tan start alan yelkenimiz Marmara denizinin mavi sularından geçerek Burgazada’ya ulaştı. Böylece yelkeni hep birlikte deneyimleme fırsatı yakalamış olduk. Yelken takımımız, İzocam’ın bayileriyle birlikte büyük bir takım olduğu algısını güçlendiren ve bu takımın ‘hep birlikte tam yol ileri’ gideceğine vurgu yapan özel bir mesaj da taşımaktadır” şeklinde konuştu.
Rüştü Uz: “Denizin üzerinde yenilikçi fikirlere açık olmanız gerekiyor”
BAYK Bodrum Kış Trofesi kapsamında gerçekleşen 9-10 Nisan 2022 yarışlarına İzocam Yelken Takımı’nda yer alan İzocam Teknik Destek ve Ürün Yönetimi Koordinatörü Mustafa Rüştü Uz ise kurumsal tutumlarından “Yenilikçilik”e dikkat çekerek, şu açıklamalarda bulundu: “İzocam, inovasyon ve Ar-Ge’ye verdiği değer sayesinde 57 yıldır yalıtım sektörünün lideri konumunda yer almaktadır. Ürün gamımızı yenilemek amacıyla aralıksız olarak Ar-Ge çalışmaları gerçekleştirerek, yalıtım ile ilgili tüm ihtiyaçların karşılanabileceği güçlü bir marka olma özelliğimizi koruyoruz. Ancak ürünün pazara sunulmasının sadece ürünle ilgili olmadığının farkında olan bir firma olarak, sadece üretimde değil, ürünün verimli şekilde nakliyesi, kolay taşınması, avantajlı depolanması ve kolay uygulanması konularında da akılcı çözümler üretmeye yoğunlaşıyoruz. Bu anlamda, kurumsal tutumlarımız arasında yer alan ‘Yenilikçilik’, üretim aşamalarımızda en önemli kriterlerimiz arasında yer alıyor. Yelken sporunda da yenilikçi fikirlere açık olmanız gerekiyor. Denizin üzerinde ilerlerken ortaya çıkan ihtiyaçları, yenilikçi fikirlerle ve tekniklerle değerlendirebilmek ve en doğru kararları alıp ilerlemek sizi başarıya taşıyor.”
Ahmet Oruç: “Teknede olmak, çevik davranma refleksini geliştiriyor”
İzocam Yatırım ve Üretim Direktörü Ahmet Oruç, beklenmedik ani değişiklikler ve kriz anlarında kurumsal tutumları arasında yer alan “Çeviklik” tutumundan ilham aldıklarını ifade etti. Bu tarz zorlu koşulların iş yaşamında olduğu gibi yelken sporunun da doğasında yer aldığını belirten Oruç, “Farklılaşabilen görev ve sorumluluklar, bu görevleri algılamadaki değişkenler, değişen roller ve insan faktörü bir arada ve üstelik tekne gibi kısıtlı bir mekânda bulununca, ekip ekolojisine yansıyanlar her an değişebiliyor. Böyle anlarda yelken sporu, sporcuların çevik davranarak, ani gelişen koşullara ekip ruhuyla ayak uydurma ve kriz durumlarında hızlı karar alma refleksini güçlendiriyor. Bu da İzocam Tutumları’mızdan ‘Çeviklik’ anlayışımızla birer bir eşleşiyor” diye konuştu.
Sonbaharda 2 ayrı trofedeki 7 yarışta yelken açacak
İzocam Yelken Takımı, Eylül ayında Bosphorus Cup’22 kapsamında, 22 Eylül Antreman Yarışları, 23 Eylül Şamandıra\Coğrafi Yarışları, 24 Eylül’de Boğaz Yarışı ve 25 Eylül’de Şamandıra Yarışları olmak üzere toplam 4 yarışa katılacak. Başarılı ekip, ekim ayında da Cumhurbaşkanlığı Trofesi kapsamında, 29 Ekim’de Barbaros Hayreddin Paşa Kupası’nda, 30 Ekim’de Cumhuriyet Kupası’nda, 31 Ekim’de de Mavi Vatan Kupası’nda yelken açacak.