Hammurabi Yasalarının Güncellenmesi
Cihat UYSAL, Mimar Yüksek Mühendis
Babil kralı Hammurabi milattan önce 18. yüzyılda Mezopotamya’da yaşamış. Adı ile anılan yasaları ile tanınan Hammurabi, bugünkü yasalar ile karşılaştırıldığında başta Borçlar Yasası, Ceza Yasası olmak üzere bir çok yasayı kapsamına alacak biçimde, kamu düzeni yasaları diye özetleyebileceğimiz kuralları içermektedir. Göze göz, dişe diş… diye özetleyebileceğimiz kısas mantığıyla düzenlendiği görülen bu yasaların acımasız hükümleri göz ardı edilirse, amaç ve içerik olarak günümüz toplumlarında da benzer insanlık sorunlarının üstelik artarak sürdüğü söylenebilir. Halkın “şeriatın kestiği parmak acımaz” diye sıkça yinelediği söz de bu yasaları tarih boyunca yinelenerek algılan masının bir uzantısı olsa gerek.
Bugün, genellikle yapı üretimindeki sorunları ile karşılaşıldıkça gündeme gelen Hammurabi Yasaları’nın elde kalan maddelerine bakıldığında oldukça kapsamlı bir düzenleme olduğu görülmektedir. Söz konusu yasaların (örneğin 66 ile 99.cu maddeler arası gibi) önemli bir kısmı kayıptır. Ayrıca, okuduğum kaynaklarda 13 sayısı uğursuz sayıldığı için 13. yasa maddesinin olmadığı yazılıdır. Bu konuda benzer bir anlayışa İngiltere’de tanık oldum. Orada, örneğin otobüs koltukları 10, 11, 12, 12A, 14, 15… diye sıralanır, 13 kullanılmaz.
Hammurabi Yasaları, Akad dili ile ve çivi yazısıyla taş üzerine yazılmıştır. Şimdi, adı geçen yasalardan yapı ile ilgili olanlarından bazı maddeleri örneklemeye çalışayım.
53. Bir kimse su bendini uygun koşullarda tutmaz ve bakımını yapmaz ve bu nedenle, bend yıkılır ve tarlalar su altında kalırsa, o zaman su bendi yıkılan kişi para karşılığı satılır ve elde edilen para harap olmasına yol açtığı mısır karşılığı olarak verilir.
228. Bir inşaatçı bir bina inşa eder ve binayı tamamlarsa, her bir sar’lık yüzey için 2 Şikel ona ücret verilir.
229. Bir inşaatçı herhangi bir kişi için bir bina inşa eder ve bu binayı uygun bir şekilde yapmazsa ve onun inşa ettiği bina yıkılıp sahibini öldürürse, inşaatı yapan öldürülür.
230. Eğer bina ev sahibinin oğlunu öldürürse, inşaatı yapanın da oğlu öldürülür.
231. Bina sahibinin kölesini öldürürse, evin sahibine köle için bir köle ödeme yapar.
232. Binanın bir kısmı harap olursa, harap olan kısmının tümünü tazmin eder ve inşa ettiği binayı düzgün bir şekilde yapıncaya dek kendi imkanlarıyla evi yeniden inşa eder.
233. Bir kişi başkası için bina yapıyorsa, bina henüz tamamlanmamış olsa bile, duvarı devrilmişse, inşaatı yapan kişi kendi imkanları ile duvarı daha sağlam bir şekilde yapmalıdır.
Günümüzde yapı ile ilgili işler, kentleşme ve çevre kavramları geniş kapsamlı hale geldi. İnsanoğlunun meydana getirdiği yapay oluşumlar bu bağlamda ele alındığında, sorunların çözülmesi için alınan önlemlerin çok yüzeysel kaldığını görülüyor. Sorunların öncelik sıralamasını bile yapamaz hale geldi. Yaşamakta olduğumuz ve yakın bir gelecekte yaşayacağımız sorunların sonuçlarının suç olarak ele alınmasının henüz derneklerin gündeminde olması, yüzeysellik yargısını pekiştirmektedir. İki büyük savaşın oluşturduğu hukuk ne yazık ki, sorunların sadeleştirilmesi ve çözecek örgütlenmeyi sağlayacağına tam aksine, karmaşıklaştırıp arttırdı. İnsanlığın bugünkü hali, acaba bizleri çok vahşi ve acımasız dediğimiz Hammurabi Yasalarına muhtaç olacağımız bir geleceğe mi sürüklüyor?.
©Yapı Dünyası Dergisi 2008 Sayı: 146 da yayımlanmıştır.