Elektrik Üreten Çatılara Talep Artıyor

Elektrik Üreten Çatılara Talep Artıyor

Yüksek enerji maliyetleri, “çatı tipi GES (Güneş Enerjisi Santralleri)” projelerine ilgiyi artırıyor. Türkiye’de güneş enerjisi kurulu gücü 8 bin 479 MW’yi geçerken, çatı tipi GES’lerin kurulu gücü 1000 MW’ı aşmış bulunuyor.

Yüksek enerji maliyetleri, Türkiye’de yenilenebilir enerji yatırımlarının önünü açacak adımlar atılması ve TUCSA olarak 30 Eylül 2021’de Sanayi ve Ticaret Bakanlığı himayelerinde düzenlediğimiz çalıştay ile öncülük ettiğimiz Yeşil Mutabakat süreci, sanayicinin güneş enerjisi santrallerine (GES) ilgisini artırdı. 2022 yılı içerisinde çatı üstü GES taleplerinin artarak devam etmesi beklenirken, 2022 yılı için bin MW, 2023 yılı için bin 500 MW’lık çatı tipi GES kurulumu beklentileri dile getiriliyor.

Para Araştırmanın haberine göre; Toplam GES kurulu gücünde çatı tipi GES’lerin payının %12’ye yaklaştığına dikkat çekilirken, önümüzdeki dönemde bu oranının %30-40’ı bulacağı vurgulanıyor. Türkiye’deki binalarda çatı üstü güneş sistemleri teknik potansiyelinin en az 20 GW olduğu, çatı GES kurulumlarında gidecek daha çok yol olduğu ifade ediliyor. Yüksek enerji maliyetlerinin yanı sıra, sanayi ve tarımsal amaçlı tesislere, bağlantı anlaşmasındaki sözleşme güçlerinin iki katına kadar lisanssız elektrik üretimi yapılması imkanı getirilmesi, lisanssız GES ve rüzgar enerjisi santralleri (RES) yatırımlarının “4. Bölge” teşvik kapsamına alınması, ihracat yapan firmaların karbon vergisinden muaf olmak için yeşil enerji yatırımlarına yönelmesinin, GES kurulum taleplerini katlanarak artırdığı ifade ediliyor.

“Ciddi Bir Artış Var”
Çatı/cephe/arazi GES yatırımlarında son dönemde çok ciddi artış olduğunu, bu eğiliminin daha da artarak süreceğini vurgulayan Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, panel üreticilerinin siparişlere yetişemez noktada olduğunu söyledi. Termin sürelerinin bir yılı bulduğunu kaydeden Kalaycı, üreticilerin bir yandan da yeni yatırımları devreye almak için çalıştıklarını belirtti. Kalaycı, “Kurumsal üyemiz olan ve Manisa OSB’de faaliyet gösteren HSA Enerji, 2021 Eylül’de fabrikasını devreye almıştı. Bir yıl olmadan üretim kapasitesini 250 MW’tan 500 MW’a çıkardı. Gelecek yıl 1000 MW’a çıkaracak. Panel üretiminde ölçeklerin büyüdüğünü memnuniyetle görüyoruz” dedi.

Kontek Enerji CEO’su ve İcra Kurulu Başkanı Tolga Murat Özdemir, günümüzde enerjiye olan talep artarken, konvansiyonel enerji kaynaklarının tükenmekte olması nedeniyle enerji maliyetlerinin son yıllarda yükselen bir grafik ortaya koyduğunu vurguladı. Bu durumun önüne geçmek için, enerjinin tüketildiği konumda, uzun ömürlü, birim elektrik üretim maliyetinin tüm kaynaklar içinde en düşük olan çatı/cephe güneş enerjisi santrali projelerine olan ilginin önemli ölçüde arttığını dile getiren Özdemir, “Işınımın, Türkiye için kuzey bölgelerinde daha düşük, güney bölgelerinde daha yüksek olması, benzer yatırım maliyetleri olmasına karşın, güneyde daha da kısa sürelerde yatırımların geri dönmesine sebep olması nedeniyle özellikle sanayinin yoğun olduğu bölgelerde güneş enerjisi santralleri en uygun yatırım olarak öne çıkıyor. Türkiye’de çatı ve cephelerdeki güneş enerji sistemlerinin artacağını düşünüyoruz” diye konuştu.

“Yeşil Mutabakat İlgiyi Arttırıyor”
Özdemir, günümüzde “zorlayıcı” kararlar gibi görünse de gelecek için çok önemli olan Paris İklim Anlaşması ve Yeşil Mutabakat gibi global ölçekli adımların, en hızlı aksiyon alınabilen, az/çok her yerde potansiyel olarak bulunan güneş enerjisine ilgiyi artırdığını vurguladı. Kontek olarak beklentilerinin bu adımların zorlayıcı olarak değil, daha yeşil, daha temiz ve sürdürülebilir bir dünya için gerekli adımlar olarak kabullenilmesi olduğunu dile getiren Özdemir, özellikle enerji tüketimi yüksek olan çimento, demir çelik ve tekstil sektörlerinde güneş enerjisine ihtiyaç olduğunun altını çizdi. Yurtdışı bağlantılı fabrikalarda karbon ayak izi sıfırlama projelerinin zorunlu kılındığını belirten Özdemir, “Gelecekte başta karbon salımı yüksek olan fabrikalar olmak üzere tüm sektörlerde karbon ayak izi nötrleme çalışmaları zorunlu olacak ve hatta bu zorunluluk ülkemizde mesken yapılara kadar inecek ve bireyler bile üreten tüketiciler olacak diye umuyoruz” dedi.

“Kurdaki Değişimler Düşündürüyor”
Enerji tüketimi yüksek olan, tekstil, plastik, lojistik firmaları (özellikle soğuk zinciri olan depolar), demir çelik sektörünün kurulumda başı çeken sektörler olduğuna işaret eden Özdemir, “Sadece 2020 yılı içinde Türkiye’de kurulan GES gücü toplamda bin 672.2 MWe (Megawatt elektrik) iken, bu kurulu güçte çatı GES payı 450 MWe düzeyindeydi. Yani bir yıl içinde kurulan GES’lerin yaklaşık %70’i çatı GES’ti. Öte yandan 2021 Mart sonu itibarıyla Türkiye’deki toplam GES kurulu gücü yaklaşık 7 bin MWe iken, çatı GES kurulu gücü yaklaşık 700 MWe oldu. Bir başka değişle bugüne kadar Türkiye’de toplam kurulan GES’lerin yaklaşık %10’u çatı GES. Bu oranın önümüzdeki zamanlarda %30-40’ları bulacağını öngörmekteyiz. Bu da gösteriyor ki çatı GES kurulumlarında gidecek daha çok yolumuz var. Yatırımcı GES kuruluma çok istekli olmasına rağmen, enflasyon ve kurdaki değişimler ile elektrik fiyatlarında beklenen değişimler yatırımcıyı, yatırım noktasında en çok düşündüren konular” diye konuştu.

Enerji yoğun sektörlerden çatı tipi GES’lere ciddi talep olduğunu dile getiren ENSİA Başkanı Alper Kalaycı ise ölçeği ne olursa olsun, sanayicilerin “Şu kadar metrekare çatım var, şu güçte bir GES kursam, en azından tüketimimin belli bir miktarını karşılasam.” arayışında olduğunu vurguladı. Kalaycı, 31 Mayıs’ta EGEPLASDER ile ortak düzenlenen GES Toplantısında da bu arayışa bizzat tanık olduklarını söyledi.

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ da çatı/çephe GES’lere ilgi gösteren sektörlerin başında demir çeliğin geldiğini vurgulayarak, artan enerji maliyetlerinin çatı GES yatırımı konusunda daha belirleyici nedenlerin başında geldiğinin altını çizdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir