Yeşil Bina

Yeşil Bina

Cihat UYSAL, Mimar Y. Mühendis

Çevre sorunları dünya gündeminde yerini alınca, sürdürülebilirlik kavramı ile birlikte yeşil kavramı da örneğin ABD’de çevre ile ilgili birçok kavramın adlandırılmasında kullanılır oldu; yeşil bina, yeşil ev, yeşil uygulama (Green Application) gibi… Sürdürülebilirlik ile ilgili olarak bazı ön bilgileri ve genel yaklaşımı daha önceki bir yazıda özetlemeye çalışmıştım. Aşağıda özetlemeye çalışacağım bilgileri, ABD’de hazırlanmış ve de daha çok pazarlamaya yönelik bir çalışmadan aldım. Tüketiciyi bilinçlendirmeye yönelikmiş gibi görünen bu tanıtım çalışması, konunun yapım sektöründe ileride büyük ölçekte bir dönüşümün habercisi olabilir.

Yapı ve yerleşim bölgeleri için öngörülenler aslında bugüne değin zaten dikkate alınması gereken ve de okullarda öğretilen ancak, insanoğlunun meydanı boş bularak rasgele uygulamaya giriştiğimiz konular. Örneğin:
• Yerleşim bölgelerinde yapıların (yakıt tüketimini azaltmak amacı ile) en uygun güneş ışığından yararlanmak üzere konumlandırılması,
• Sel ve benzeri afetlere karşı doğru yerleşim ve peyzaj kararları verilmesi,
• Yapı konstrüksiyonunun daha iyi düzenlenmesi ve geliştirilmesi,
• Daha sağlıklı yapıların tasarlanmasında toksik malzeme üremesi, iç mekan hava kalitesinin bozulması, toz, rutubet, çürüme gibi oluşumların dikkate alınması,
• Yapı konstrüksiyonunun tasarımında daha az enerji tüketen seçeneklerin geliştirilmesi, rüzgar, güneş gibi alternatif enerji kaynaklarından yararlanan sistemlerin seçilmesiyle ısıtma, havalandırmanın sağlanması,
• Daha sağlam ve az bakım gerektiren yapılar tasarlanması.

Betonarme yapıların çevre dostu olarak önerildiği bu çalışmada betonu sürdürülebilir bir malzeme olarak öngörüyor. Bu konu, ABD koşullarına göre, yaygın olarak üretilen ve kullanılan ahşap evlerin (her bir evin kırk ağacın kesilip tüketilmesine neden olduğu vurgulanarak) ormanlara verdiği zarar dile getirilerek, betonun sürdürülebilir olma gerekçelerini şöyle sıralıyor,
• Girdi malzemelerinin teminindeki kolaylık,
• Sağlamlık,
• Yansıtıcılığı (ısı, ışık)
• Su taşkınlarına karşı durdurucu karakterde olması.

Yukarıda adı geçen girdi malzemelerinden özellikle betonarmeyi oluşturan tüm girdiler kastediliyor. Agregadan başlayarak, çimento üretimine kadar türetilen bir dizi denetim süreci de bu kapsamda ele alınıyor.

Yukarıda ana çizgileri ile özetlemeye çalıştığım konular ışığında konutlar denetim firmaları tarafından denetlenerek sertifika konusu edilecek. Diğer yandan, sertifikalı konutlar, tüketici için bir denetlenmiş ürün olarak değerlendirileceği için tüketiciyi koruma kapsamına eklemlenecektir. Ancak, sanırım ortaya konan koşullar bir süre daha tartışmaya açık kalacak ve de koşullar ağırlaştıkça, yazının başında belirttiğim gibi yapı sektörünün tasarımdan üretime kadar bütün yapım süreci yepyeni bir kimliğe dönüşeceğe benziyor. Bu son düşüncelerin işaretleri ABD’de sunulan tanıtımının sonunda yer alıyor. ABD nasıl olsa oldukça uzakta… Konu kulaktan kulağa buraya gelinceye kadar beklesek mi acaba? Ya son anda düşüncelerini değiştirirlerse, biz de boşuna yormayalım kendimizi.

©Yapı Dünyası Dergisi 2007

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir