Calatrava’nın Askıları

Calatrava’nın Askıları

Cihat UYSAL, Mimar Yüksek Mühendis

Santiago CALATRAVA (kalatrava okunuyor) İspanyol mimarlığının Felix Candela, Antoni Gaudi gibi yakın dönem temsilcisi. 1951 yılında Sevilla’da doğdu. İspanya’da gördüğü mimarlık eğitiminin ardından İsviçre’de mühendislik eğitiminden geçti. Bu üç mimar çağdaş yapı teknik ve teknolojilerini mimarlığın öncelikli ögesi haline getirdi. Aynı zamanda ressam ve heykeltıraş olan Calatrava özellikle köprü, havaalanı, müze… gibi tekil yapıların tasarımı ile tanınıyor. Yapı tasarımında yapım teknolojisi ile yapı plastiğini öne çıkararak onlara ve bulunduğu çevreye kimlik veriyor. Özetle, Calatrava yapılara akılda kalan biçimler kazandıran tasarımları ile uygulamaları ile ünlendi. Bu anlamda ona kentsel imge üretiyor diyebiliriz.

Calatrava, geçtiğimiz 2012 yılında henüz kendine ait web, vikipedi ve wikipedia gibi ortamlarda yer almayan bir ödül alarak yeni bir başarıya imza attı. ECCS (Avrupa Yapısal Çelik Birliği) Calatrava’nın tasarımı olan ve Texas’ta yapımı 2011 yılında tamamlanan Margaret Hunt Hill Köprüsüne 2012 yılının ECCS Çelik Köprü ödülünü verdi. Söz konusu köprü eğik askılı köprü yapım tekniğine kattığı benzersiz bir yorum ile bu tür köprülerde yapılan yeknesak düzenlemeleri aşarak gerek estetik gerekse statik nasıl bir geliştirme yapılabileceğinin örneğini verdi. Bu değerlendirmenin tamamen bana ait olduğunu söylemeliyim. Ne yazık ki, bu konuda ilgili kurumlara e-posta yolu ile yaptığım başvurularda İspanyol mimarlığının Felix Candela, Antoni Gaudi gibi yakın dönem temsilcisi. 1951 yılında Sevilla’da doğdu. İspanya’da gördüğü mimarlık eğitiminin ardından İsviçre’de mühendislik eğitiminden geçti. Bu üç mimar çağdaş yapı teknik ve teknolojilerini mimarlığın öncelikli ögesi haline getirdi. Aynı zamanda ressam ve heykeltıraş olan Calatrava özellikle köprü, havaalanı, müze… gibi tekil yapıların tasarımı ile tanınıyor. Yapı tasarımında yapım teknolojisi ile yapı plastiğini öne çıkararak onlara ve bulunduğu çevreye kimlik veriyor. Özetle, Calatrava yapılara akılda kalan biçimler kazandıran tasarımları ile uygulamaları ile ünlendi. Bu anlamda ona kentsel imge üretiyor diyebiliriz.

Calatrava, geçtiğimiz 2012 yılında henüz kendine ait web, vikipedi ve wikipedia gibi ortamlarda yer almayan bir ödül alarak yeni bir başarıya imza attı. ECCS (Avrupa Yapısal Çelik Birliği) Calatrava’nın tasarımı olan ve Texas’ta yapımı 2011 yılında tamamlanan Margaret Hunt Hill Köprüsüne 2012 yılının ECCS Çelik Köprü ödülünü verdi. Söz konusu köprü eğik askılı köprü yapım tekniğine kattığı benzersiz bir yorum ile bu tür köprülerde yapılan yeknesak düzenlemeleri aşarak gerek estetik gerekse statik nasıl bir geliştirme yapılabileceğinin örneğini verdi. Bu değerlendirmenin tamamen bana ait olduğunu söylemeliyim. Ne yazık ki, bu konuda ilgili kurumlara e-posta yolu ile yaptığım başvurularda jüri raporu ya da başkaca bir değerlendirme bilgisine erişme çabam boşa çıktı.

Eğik askılı köprü bilgilerini meraklısına kısaca özetlemekte yarar var. Eğik askılı köprüler ile ilgili internet bilgilerinde ilk örneklerinin 16. yüzyıla kadar gerilere gittiği yazılı. Ancak, bu tür yapıların büyük açıklıklı köprülerde uygulanması askı elemanlarının dayanım, taşıma gibi özelliklerin ve askıların genleşerek uzayıp kısalması gibi sorunların geliştirilmesiyle yaygınlaştı. Eğik askılı köprülerin genel karakteri ışınsal (fan) ve paralel (arp) diye iki gurup oluşturuyor. Bu iki tip simetrik ve asimetrik seçeneklerle uygulanıyor. Ülkemizde de eğik askılı yaya köprüleri kent içinde yaya üst geçitlerinde de küçük boyutlarda tip proje uygulaması haline getirildi. Askılar dolu kesitli ya da farklı çelik tel demet çeşitlemelerinden oluşuyor. Yakın dönemde ülkemizin gündeminde olan Haliç Köprüsü ve Adıyaman’da yapılacak Nissibi köprüsü eğik askılı köprüler olarak yapılacak.

Calatrava’nın tasarımına gelince askı için kullanılan kule ayağı (tower) yüksek ve dar bir kemere dönüştürmüş. Askılar arasındaki uzunluk farkını azaltan bir yaklaşımla yukarıdaki askıyı olabildiğince yakına ve aşağıya indikçe de askının köprünün ayaktan giderek uzağına bağlanmasını tasarlamış. Böylece askılar koza gibi çift eğrilikli bir yüzey oluştururcasına köprüyü örtmüş, adeta kucaklamış. Kuşkusuz bu yazdıklarımın bir çizim ya da fotoğrafla örneklenmesi gerekiyor. Bu amaçla ekli fotoğraflara bakmalısınız.

Ülkemizde mimarlar her nedense, sıradan yapı dışında köprü, enerji santralı, sanayi yapısı… gibi yapıların tasarımı ile pek ilgilenmedi ve de birkaç mimar dışında ilgilenen çıkmıyor. Bunu sadece mimarların eksikliği olarak görmek haksızlık olur. Bana öyle geliyor ki, yabancı yatırımların taşeronluğunu yapmaktan öte bir yapı yapma tarihinin, geleneğinin olmaması, tasarımın da hazır yiyecek gibi ele alınmasına neden oldu. Öyle ki, kanalizasyon kontrol bacaları (rögar), köprü menfez gibi karayolu geçişleri, su depoları gibi yaygın uygulanan “tip proje” yapıları da bu süreçten payını aldı ve almayı sürdürüyor. Son yıllarda bu konuda geç de olsa bir şeyler yapılmaya başladı. Ancak, yine de gelişen teknik ve teknolojileri zamanında izleyecek bir alt yapıya sahip değiliz.

©Yapı Dünyası Dergisi 2013 Sayı: 202-203 de yayımlanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir