Depremden Neden Korkulur?

Neden Depremden Korkulur?

Hasan KOÇ, İnşaat Yüksek Mühendisi, İTÜ, YapıData Mühendislik

Otomobil depremin milyon katı, uçaklar milyar katı dinamik etkisi altında kırılmadan güvenle kullanılırken, binalar yapılar için depreme karşı güvensizdir ve korkulur.

Bazı nedenleri başlık olarak;

1- İnşaat mühendislerinin YAPI ANA BİLİM DALINDA uzmanlaşmadan, yapı tasarımı (statik ve dinamik davranış ve yapıya dinamik form verememeleri vb.) Tutarsızlıklar ile dolu ve içeriğini bilmediği ezbere yazılımlar ile eksik belge tamamlama olarak yapılması.

2- Mühendislik öğreniminin, farklı ve yeni bilgi ve teknoloji üretebilecek şekilde uzmanlık (yüksek lisans programları) formasyonu alınması yerine, ezber kopya ile daha da kötüsü kullanılmayan elle bilgi işlemenin ifadelerinin ezberlettirilmesi. Kovboy ve Arap papağanı eğitimi gibi.

3- İMO tarafından MESLEKİ YÖNETİM SİSTEMİ’nin kurulamamış olması ile kaos aşamasına gelmiş ve sistemlerin belirgin çöküş nedeni olan mesleki sistem karmaşası oluşması.

4- Bir şantiyede; çok sayıda teknik elemanın imzaları değil, tam zamanlı mühendislik hizmeti sunmaları gerekir. Şantiye şefi olarak bir teknik elemanın çok sayıda inşaata imza atması değil, İnşaat mühendisliğinin YAPI İŞLETMESİ dalında uzman mühendisin organizasyonu ile çok sayıda teknik eleman ın doğrudan YAPI ÜRETİMİNİN içinde olması.

5- Demirli yani Betonarme betonlarında, CEM II türevli çimentoların etkin ve bilinçsizce kullanılması. CEM II çimentoları %10..40 arasında çimento inceliğinde pişirilmeden öğütülüp PUZOLANİK özellikli mineral katkı adında (sözüm ona yılların TRASLI çimentosuna yeni nesil denmesi) kil vb. katkı kullanılması. Puzolanik özellik, kimyasal reaksiyonlara girmeyen ve çimento inceliğinde agrega davranışı göstermesidir. Bu durumda yüzey büyümesi nedeniyle daha fazla su kullanılması, betonarme beton için gerekli özelliklerin bozulmasına sebep olur. Daha kötüsü de, beton ile donatı (demir) arasındaki çok önemli olan aderansın çok azalmasıdır. Sadece basınç kırılma deneyi beton ve betonarme betonlarının özellikleri için yeterli değildir. Beton kırılma deneyi yerine Beton yükleme deneyi ile betonun gerilme şekil değiştirme, aderans zamana bağlı sabit yük altında davranışı vb. belirtilmelidir. Deney için transmikserden alınan beton yerleştirme sonrası işlemler yoksa, bu deneyler hiçbir anlam taşımayacaktır. En azından bir şantiyeye en az bir mühendis (tam zamanlı) proje uygulama ve kalite belirleme için çalışması gerekir.

Mineral katkılar beton dokusunda iki davranış gösterirler. Birisi LETİYE davranışı ancak ekonomik olmadığı için ülkemizde kullanılmamaktadır. Bu letiye özelliği, betonun priz aşamasındaki kimyasal reaksiyonlarda açığa çıkan kireci de reaksiyona sokarak daha özelliklerin daha iyi olmasını sağlar.

Diğeri ve ülkemizde kullanılan CEM II türevleri çimentolarda ise PUZOLANİK yani priz aşamasında kimyasal reaksiyonlara girmeyip, çimento inceliğinde agrega bir bakıma kum gibi davranış göstermesine puzolanik (sadece dolgu) olarak davranış gösterir. Bu çok ince malzeme nedeniyle reaksiyona girmediği için büyük yüzey ve daha fazla su gerektirir. Fazla su dayanımları düşürür. CEM II çimentoları hidratasyon ısısını da düşürdüğü için kütle betonlarının çimentosudur. Demirli betonlarda beton ile demir arasındaki yapışma (aderans) yı çok olumsuz etkiler. Çünkü betonarme, önçekmeli betonlarda kesinlikle kullanılmaması gerekir. Özellikle depremlerde yapıların kırılma ve stabilite kaybı ile yıkılma nedenlerindendir.

6- Yapı dalında, uzmanlaşarak (yüksek lisans gerekir, odanın aynı şeyleri ezberleri bozmadan tekrarlayan kursları, lisans düzeyinde yalan yanlış proje referansları vb. ile uzman veya Yetkin mühendis olunamaz) Yapıların sayısal tasarımı aşamasında yapılara STATİK VE DİNAMİK FORM verebilecek düzeyde uzmanlık formasyonu gerekir. Bunun içinde yüksek öğrenim kurumlarının kendi kendini düzenleyip düzeltmesi gerekir. (İlk elliye giremeyenler yüksek okul yapılması gibi) ülkemizin pırıl pırıl gençlerinin aldatılması önlenmelidir.)

7- İnşaat yapımında da, teknoloji ve bilgi üreterek hatta patent vb. olmadan izin verilmemelidir. İnşaat sektöründe, YAZILIM, TASARIM VE ÜRETİMİN İÇİNDE MÜHENDİS VE MİMAR KESİNLİKLE OLMALIDIR.

8- Yapılar bilgi eksikliği ve bilgi eksikliği nedeniyle ilgisizlikten kalitesizdir.

9- Bilgi çağının başındayız, bazı önemli ilkeleri,
– Kalite ve nitelik artık dış denetim ile elde edilemez, kalitenin iç denetim sistemi ile SUNULMASI gerekir. Çünkü deprem dış denetimdir ve geriye dönülemez ve kayıplar olur. Yapı denetim de bir dış denetimdir. O nedenle etkin olamamaktadır.
– Bütün bunlar için, imza satmak için diploma değil, çok ağır mesleki sorumluluğun karşılığı olan sorumlulukları güvenle alabilmek yerkisini kullanabilmek için, ÖĞRENİMİN ÖMÜR BOYU BİR ETKİNLİK OLDUĞU ile başarılı olunabilir. Çok ağır sorumluluk karşısındaki yetkiyi sorumsuzca kullanıp cehaletin kölesi olmak gafletinden vazgeçilmelidir. Yoksa teknik elemanlar toplumun saygınlığına layık olamayacaklardır.

10- Meslek Odaları, acilen MESLEKİ YÖNETİM SİSTEMİ kurarak uygulayarak ve sürekli geliştirmek için kendi kendini düzenleyip düzeltmesi gerekmektedir.

11- Yüksek öğretim kurumları, yüksek lisans programlarını, bir belge için değil, karşılığı olan için öğrenim vermelidir. Uzmanlık formasyonu.

12- Yaş alçı sıva yapılması. Betonun kimyasal reaksiyonları devam ettiği için, yaş alçı sıvanın kimyasal yapısındaki sülfat kökleri, betonun C3S vb ile birleşerek kimyasal olarak CANDLOT TUZU oluşur ve 9..30 misline kadar hacim genişlemesine sebep olur. Bu durum betonun kanser olması gibidir. Neden bütün dünya alçıpan kullanmak yerine yaş alçı sıva kullanmıyor. Yaş alçı sıva (Kalsiyum Sülfat) ayrıca beton tarafından adsorbe edilen sülfat kökleri donatının paslanması ile her iki durumdada beton dayanımı çok düşer. Belirli süre sonra yapı kendi kendine yıkılabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir